Her yer futbol...
Haberin Devamı ›
Tribünlerde siyasete izin verilmeyecekmiş...
Aslına bakarsanız, fena bir fikir ya da karşı çıkılması şart bir duruş değil...
Ancak samimi olursanız..
Ben de her şeyin olması gerektiği yerde yapılması taraftarıyım...
Mesela; Türkiye Büyük Milllet Meclisi’nde ülkenin sorunları konuşulsun, tartışılsın ve çözüm bulunsun. Olması gereken bu değil mi? Peki ne yapıyor bizim muhterem milletvekillerimiz, yumruk yumruğa kavga ediyor. Rahmetli Kemal Sunal filmlerinde ‘eşşoğlueşek’ repliğine ‘bip’ koyduran RTÜK, neredeyse her oturumda vekillerin birbirlerinin annelerinin hâl hatrını sormasını sadece izliyor. Zaten diğer kanallara uyguladığı kuralları aynen uygulasa, Meclis TV ömür boyu kapatılmaz mı!
Mesela; işadamları sadece işiyle uğraşsın... Müteahhit inşaat yapsın, doktor hastasına baksın, armatör gemilerini yüzdürsün, enerjiyle uğraşan enerji gazla uğraşan gaz konusunda yöneticilik yapsın... Bizde nasıl oluyor peki? Müteahhiti de, uncusu da, doktoru da kulüp yönetiyor... İş hayatlarında 10 kuruşun hesabını yapan bu çok başarılı iş adamlarının yönettiği kulüplerimiz borç batağında yüzüyor.
Daha da kötüsü, Beşiktaş’ın 1 yıl Avrupa’dan men edilmesine neden olan Yıldırım Demirören Türk Futbolu’nu yönetiyor. Kendisinden öncekiler de çok farklı değildi, zaten; hastaneci, iş adamı, tekstilci, otobüsçü...
Mesela; asker sadece askerlik yapsın... Bendeniz; İlker Başbuğ gibi ülkesinin refahını kendi refahının önüne koymuş çok değerli Silahlı Kuvvetler mensuplarının, bir teröristin ifadesine dayanılarak ‘terörist’ ilan edilmesine karşı çıkanlardanım. Fakat diyeceğim şu; Bu ülke yıllardır terör belasıyla uğraşıyor. Onbinlerce şehidimiz var, yüz binlerce gazimiz... Hayatında oyuncak silahı bile eline almamış, ‘dikşın dikşın’ diye ağzıyla arkadaşını vurmamış adamı alıp askere, gönderirsen terör bölgesine bu olur işte... Teröristle mücadele edeceksen, profesyonel ordunu kuracaksın. Adam savaşmayı bilecek ve en azından ne uğruna yere düşeceğini idrak edecek. Bizde nasıl peki? Hani Cem Yılmaz’ın müthiş esprisi vardır ya; Askerde sorarlar, ne işle uğraşıyorsun diye... Çocuk cevap verir; atom mühendisiyim... Tamam diyorlar. Veriyorlar eline kumandayı, ‘Sen Er ve Erbaş gazinosunda televizyon sorumlususun...’
İngilizce bilmeyen Dış İşleri Bakanımız oldu bizim...
Radyasyon da nedir ki deyip televizyon ekranlarında çay yudumlayan bakanımız vardı...
Darbe yaptığı için seve seve (!) seçilen Cumhurbaşkanımız oldu... Emekli olunca ressamlığa başladı muhterem! Onun resimlerine servet ödeyen yalakalarımız vardı.
Hızlı trenin başına otobüscü getirildi, Tarih Kurumu’nun başına Atatürk düşmanı...
Kemal Sunal espri yapardı, gülerdik; ama atasözlerini gerçekten de potpuri yapan vekilimiz var.
İktidar partisinin başında da, muhalefet partilerinin başında da siyaset bilimciler mi var?
Gazeteci var, futbolcu var, iş adamı var. Aşiret reisleri var; olsun tamam ama... Meclis’te siyaset mezunu kaç tane vekil var?
Doktor diploması olan, ama bir dakika bile doktorluk yapmayıp spor yorumcusu olan var.
Kabzımalımız var, büyü de yapıyor ruh da çağırıyor, görevi futbol yorumcusu...
Bir kez bile düdük çalmamış bir ağabeyimizi, Merkez Hakem Kurulu’nun başına getirdiler.
Eski televizyoncuyu Spor Bakanı yaptılar.
Tribünde siyasete izin verilmeyecekmiş...
Kabul...
5-6 ay sonra başlayacak mitingler... Bütün siyasilerimiz gezecek yurdu dört koldan... Ne takacaklar boyunlarına; kimisi Kastamonusporlu olacak, kimisi Giresunsporlu... Bilecikspor atkısı bile takan olacak. Bir Bilecikli olarak ben bile tam kestiremiyorum ama, o siyasiler hangi ligde ise başarı dileyecek memleketimin takımına...
Siyasetçiler futbolun içine bu kadar girmişken, tribünler siyasetten uzak dursun istiyorlar.
Mümkün mü?
Değil...
Üstelik o tribünleri dolduranların yüzde 90’ı her seçimde sandığa giderek vatandaşlık görevlerini yerine getiren insanlar...
Herkesin yapmaması gereken her şeyi yaptığı güzel ülkemde, tribünler de siyaset yapar!
2013-2014 sezonu hayırlı olsun!!!