Bu yazı Çarşı'ya
Haberin Devamı ›
Adamların derdi ne,
biliyor musunuz çocuklar?
Evet, biliyorsunuz...
******
Palavradır, “Darbe yapmaya kalkıştılar” demeleri falan.
Onların istedikleri gibi olmamanızdır, bütün problem.
******
Soma’da ölenlerden ve onların acılı ailelerinden size ne?
İlk tekmeyi vuran, Yusuf yerine, siz olmalıydınız.
******
Vay efendim, “Van’daki çocuklar soğuktan donuyormuş.”
Devlet onlara çadır verdi mi?
Verdi...
Otursunlar oturdukları yerde.
Nelerine yetmiyor kış günü yazlık çadır?
******
Köy okullarına yardım meselesi de nedir?
Okuyup da ne yapacaklar?
Gidecekleri hocanın tekkesi hazır...
******
‘Vicdan’ mı dediniz?
Kaç tane çocuk öldü bu memlekette..
Ve kaç tane kadın?
Hiçbirinin kılı
kıpırdamadı.
******
Onlar gibi olmalıydınız çocuklar.
Yalanlar peşinde koşmalıydınız.
******
El pençe divan durmalıydınız kapılarında.
Sınavsız en güzel işlere yerleşmeliydiniz.
Türlü şaklabanlıklar yaparak genel müdür falan olmalıydınız.
******
Akıllı tuvaletlerde hacet gidermek..
Ve altın varaklı bardaklarda içmek meyve sularını,
Sizin de hakkınızdı...
******
90 dakikalık mutluluklar ya da hüzünler size yeterdi,
ama yetmedi...
******
Tek suçunuz, vicdan ateşini gönüllere yakmaktı çocuklar.
Onların korku veren ateşini ellerinden aldınız.
******
Şimdi Yunan Tanrıları’nın, Promethus’un sırtına yüklediği gibi dünyanın suçunu yükleyecekler sırtınıza..
Ve akıllarınca, kartallara ciğerinizi yedirecekler...
******
Pandora’nın kutusu çoktan açıldı çocuklar.
Bütün kötülükler ve pislikler ortaya saçıldı.
******
Siz kutunun içinde kalan tek şey,
Umutsunuz...
******
Umuda zincir yok çocuklar!
Vicdanlara zincir yok!
Hayallere zincir yok!
******
“Zeus tahtından düşmedikçe, benim işkencelerimin sonu yoktur” diyen Promethus gibi haykırdığınızdan...
Ölümsüzlüğü çoktan hak ettiniz...
Sizlerden korkan, yalancı Tanrılar dünyasında...
******
Hakan Şevket Telkes’in bir yazısı bu...
İnsanı kıskandıran...
Eline sağlık demekten başka bir şey bırakmayan!
“Çarşı, darbeye karşı” diye bağırdı bu çocuklar..
Ve şimdi ‘darbeci’ diye yargılanıyorlar...
Aklanacakları günü iple çekiyoruz ve onlara, ‘bir güzel abiden’, Nazım Hikmet’ten birkaç dize gönderiyoruz...
******
Çınarı yıkmak için, baltayı köküne vururlar.
Evi yıkmak için sokarlar kundağı temele...
Kartal uçmaz olur; kanadı kırılınca.
Düşünebilir miyiz, başımız vurulunca?
Onlar köküdür memleketin,
Dallara yürüyen su bu kökte saklıdır.
Onlar umudun temeli,
onlar kanadı hürriyetin, halkın aklıdır.
Kaç kere kaç yerde baltalandı kök, Yürümez oldu su, dallar kurudu.
Kırıldı kanat, öldürdüler aklı;
Ve sonra yolladılar insanları salhaneye.
Çünkü böyledir, asrımızın gerçeklerinden biri.