Galatasaray'a müstahak

Tamam, bir lig yarışında sekiz puan ciddi bir farktır. Ama böylesi bir fark da o derece ciddiyet gerektirir! Özellikle de daha ligin yarısındaysanız ve size karşı örgütlenmiş çok önemli futbol kurumları ile saha içi, saha dışı organizasyonlar varsa... Bu, genel bir panorama benim açımdan. Bunu dün geceki Hatay maçında bir kez daha gördük. Verilmeyen net bir penaltı ile santimlerle iptal edilen Galatasaray golünde...

İcardi ve Sara'sız çok zor

Tabii, bir de işin teknik yönü var. Takımın bir numaralı futbol aklı İcardi'nin sezonu kapadığı, bir diğer futbol aklı, aslında sistemin ana komuta merkezi Sara'nın da olmadığı bir maçta ciddiyetini asla kaybetmeyeceksin! Galatasaray dün gece ligin küme düşmeye namzet takımlarından biri olan Hatayspor karşısında kendisine yakışmayacak şekilde ciddiyetten ve konsantrasyondan uzaktı. Bilhassa ilk yarıda... Başta savunma hattında yer alan oyuncular olmak üzere takımın neredeyse yarısı, biz bu maçı nasılsa bir şekilde alırız havasındaydılar. Buna, bu sezon kalesine gelen her üç toptan birini içeri alan Muslera da dahil! Lakin 90 dakika sonunda hepsi havasını aldı!

İlk yarılar heba ediliyor

Futbol şakaya gelmez. Tarihte çok örnekleri var. Hele karşında pes etmemiş, sonuna kadar mücadele eden bir takım varsa... Sen de o takıma aynı şekilde karşılık vereceksin. Ama sadece ikinci yarı değil!

Son zamanlarda Galatasaray'ın ilk yarılarını heba ettiği maç sayısı bir hayli artıyor. Bu, sadece bu sezona özgü bir durum da değil aslında. Ama bu sezon arttı buna benzer maçlar. Okan Buruk sık sık, "Maç maç gidiyoruz, bizim için en önemli maç, önümüzdeki maç," minvalinde açıklamalar yapıyor. Lakin, pratikte durumun böyle olmadığını görüyoruz. Bazı maçlara takımın teknik ve taktik olarak iyi hazırlanmadığı görülüyor. Bunda teknik heyetin bir parçası olan analiz grubunun mu payı var, yoksa karar merciinde yer alan, başta Okan Buruk olmak üzere antrenörlerin mi bilinmez. Maçların ikinci yarısında yapılan müdahalelere bakılacak olursa, sanki ilkinin kabahati daha büyük gibi!

Efe Akman'la kaybetseydin!

Tabii bir de saha içi dağınıklığı mevcut. Torreria-Berkan ikilisinden oluşan orta sahadan bir yaratıcılık çıkmayacağı aşikardı. Burada Okan Buruk'a eleştiri getirilmesi bence çok büyük haksızlık olur. Zira, Galatasaray'ı kafasında bitirdiği her halinden belli olan Kerem Demirbay'ın geçen haftaki ve dün gecenin ikinci yarısındaki performansını görünce keşke 18'lik Efe Akman olsaydı da onunla puan kaybetseydi takım diye düşünen birçok Galatasaray taraftar vardır, eminim!

Kulübe Hatay kadar güçlü değil!

Galatasaray'ın puan kaybı illaki olacaktı! Bu, aslında Galatasaraylı herkes için beklenen bir durumdu. Zira, Göztepe ve Başakşehir maçlarında da iyi oynamamıştı takım ve tabiri caizse çekirge iki kez sıçramıştı. Sonrası malum; üçüncü kez sıçrayamadı!

Esasında, bu sonucu hak etti Sarı-Kırmızılı takım:

Çünkü, son birkaç haftadır kendisine yakışan iyi ve dominant bir futbol oynamıyordu.

Çünkü, bu takımın kulübesi Hatayspor kadar bile güçlü değil! Her Galatasaraylı taraftarın malumu olmak üzere kulübe çok zayıf. Benim çok şey beklediğim ama hayal kırıklığına uğradığım Sallai dahil olmak üzere Kerem Demirbay, Yusuf Demir, Jelert ve hatta Batshuayi bu takımın yedekleri olmamalı. Bu arada dün geceki Berkan'a da kimse haksızlık yapmasın, takımının en iyi oyuncularından biriydi.

Fırsat transferi safsatalığı!

Çünkü, bu takımın eksikleri sezon başından beri kabak gibi ortadayken yönetim hala ara transfer dönemi başlamasına rağmen en ufak bir aksiyonda bulunmuyor, fırsat transferi gibi safsatalarla seyirciyi oyalıyor.

Çünkü, bu sezonun en efektif oyuncuları olmalarına rağmen Barış Alper ve Yunus'un mental ve devamlılık olarak sıradan bir Premier League topçusu kadar yeterli olduğuna teknik heyet bile inanmıyor. Taraftarlar da öyle... Dün geceki final paslarında ve pozisyon tercihlerinde herkes gördü zaten bunu. Yeterli olsalar Mikautadze gibi onların bir level üstündeki oyuncu için 20 Milyon Euro üzerine çıkmaz bu kulüp! Bu, aslında ciddi bir paradoks Galatasaray için.

Batshuayi Lunapark penaltıcısı!

Çünkü, Osimhen gibi bir santraforun varken onu ceza sahasında doğru zamanda, doğru pozisyonda topla buluşturamayan bir futbol aklın yok şu anda; Sara'nın yokluğunda buna Mertens de dahil! Misal; Tadiç Galatasaray'da olsa Osimhen'in ağzına atardı o topları, Nijeryalı da kale içine!..

Bir puan kaybedilen bir Hatay maçına bu kadar eleştiri yazılır mı, diye düşünüyorsanız, benim eleştirim sadece Hatay maçı değil elbette. Hatay maçı bir sonuçtur. Birkaç haftadır Galatasaray açısından iyi gitmiyor işler. Oyuncu kalitesi olarak en büyük rakibi Fenerbahçe'nin gerisinde bana göre. Kulübesi oldukça zayıf. Skor olarak en faydalı olan oyuncu Batshuayi'nin Lunapark penaltıcısı gibi takıldığı bir takımdan hayır gelmez.

En az üç tane iyi transfer lazım

Şu 15-20 günlük ara transfer döneminde bu takımın çok kaliteli bir forvet, bir orta saha ve bir savunma oyuncusuna ihtiyacı var. Bu ihtiyaçları gideremezse Galatasaray, 25. şampiyonluk ve 5. yıldız hayal olur. 

Son olarak, bu sıradan bir lig müsabakası. Kazanırsın, kaybedersin. Kaybedersen telafisi olur. Ama kaybedilen sağlığın bir telafisi yoktur. Bu vesileyle, ameliyat olan Sayın Başkan Dursun Özbek’e acil şifalar diliyorum ve en kısa zamanda sağlıklı bir şekilde yeniden kulübünün başına geçmesini diliyorum. Geçmiş olsun Sayın Başkan Özbek’e…