Polarizasyonda Son Nokta!

Abone Ol Google News

Her gün daha ne kadar kutuplaşabiliriz, daha ne kadar ayrışabiliriz diye kafa patlatsak, herhalde son dönemde Milli Takım üzerinden dönen tartışmayı ve saçmalıkları düşünüp kurgulayamazdık. Türk futbolunda aslında her sene olan ama bu sene arşa çıkan kutuplaşma ve ayrışma, tek buluşabileceğimiz ortak noktamız olan Milli Takım’da da hız kesmeden, hatta artarak devam etti. Her Milli Takım’da seçimler üstünden, anlık kararlar üzerinden eleştiriler olur ve dozajı sertleşebilir. Meşhur İngiliz medyası bu konunun zirvesidir. Fakat bizim ülkemizdeki “kulüpçülük” sanırım hiçbir yerde yok. İngiliz medyasının City’li topçular ya da Liverpool’lu topçular üzerinden bir tartışma yaşadığını hiç zannetmiyorum, görmüyorum da. Tarihimizde ilk defa bir şampiyonaya galibiyetle başladık ve böyle bir durumda bile, önce oyuncu seçimleri üzerinden kulüpçülüğümüz sonra da Arda Güler üzerinden yaptığımız saçmalık seviyesi, akıl almaz tartışmalarla, olumlu havayı da bir anda söndürdük. Milli Takım’ın başarısız olması için bundan daha uygun bir negatif enerji ortamı olamazdı. Bu polarizasyonu körükleyenlerin artık bunu istediğini düşünmeye başladım.

Haberin Devamı

Gerçek vatan hainliği budur. Ülke olarak tek ortak noktamızda buluşamamayı, buluşmamayı becereli çok uzun zaman oluyor da kendi ellerimizle, futbolda da tek ortak noktamızda artık buluşamıyoruz. Tarihimize geçen 2002 ve 2008 turnuvalarını çok net bir şekilde hatırlıyorum, başarı geldiyse kenetlendiğimiz ve bir olduğumuz için gelmişti. Şarkılarımız da iyiydi tabi (!). Şimdi düşünüyorum da o zamanlar sosyal medya olsaydı, 2002 takımının neredeyse tamamen Galatasaray’dan oluşması ve teknik direktörümüzün Trabzonlu Şenol Güneş olması herhalde baya sorun olurdu. 2008’de de herhalde Fatih Terim’in başımızda olmasına, Fenerli Semih’in bizi iki kez kurtarmasına bozulanlar, sinirlenenler olurdu. Yıllardır toplum olarak yaşadığımızın akli ve ruhani değişimimizin direkt bir yansımasıdır Euro 2024. Bu haleti ruhiyeyle büyümemiş ve gelişmemiş biri için bunu izlemek çok acı verici. Umarım bugün Milli Takım tüm bu akılsız saçmalıkları susturacak bir futbol oynar ve turnuvada daha ne kadar devam edeceksek, huzur içinde keyif alarak devam ederiz. Ligdeki rekabetin keyfini çıkarmayı falan çoktan geçtim. Uzun zaman sonra çok güzel şeyler hayal ettiren bir Milli Takımımız var. Bu turnuva olmasa bile, 10 sene içerisindeki herhangi bir turnuvada madalya, belki de kupa alacaklar bilemeyiz. 1,5 ay sonra lig başlayınca birbirinizi yine yersiniz, allah aşkına 1-2 hafta ağzınıza ve elinize hakim olun.

Haberin Devamı

 Aslında Bunlar Hep İletişimsizlikten…

Yalnız burada bir parantez de özellikle Arda sürecinin iletişimini çok kötü yöneten TFF’nin futbol yönetimine açmak lazım. Arda ile ilgili konuyu çok rahat ve şeffaf bir şekilde yönetebilecek durumdayken, kamuoyu ve taraftara o kadar boşluk bıraktılar ki, o boşlukları da, yukarıda eleştirdiğimiz zihniyet istediği gibi doldurdu. Yorgunluk gibi muallak açıklamalar… Bunların hiçbirine gerek yok, basit bir sakatlık açıklaması konuyu buralara getirmeyecekti. Manasız bir gündem ile 3 gün geçirdik, umarım etkisini görmeyiz.

Haberin Devamı

Turnuva’da Kelebek Etkisi…

Dün D grubunda öyle sonuçlar alındı ki, tüm turnuvanın akıbeti değişti. Fransa lider olamadı, Hollanda 3., Avusturya grubu lider tamamladı. Böylelikle turnuva ağacında, turnuvanın şu ana kadar ki en net 4 favorisi, aynı yarı final yoluna düşmüş oldu. Portekiz, İspanya, Almanya ve Fransa’dan sadece 1 tanesi final oynayabilecek. Öte yandan Hollanda, İngiltere ve İtalya’da aynı yarı final yoluna düştü ve onlardan da bir tanesi yarı final oynayabilecek. Ne oyun olarak, ne fiziken, ne de enerji olarak hiç hazır değiliz ama turnuvada üst taraf yolları o kadar güzel bir şekilde önümüze açıldı ki… Çok sevdiğim bir söz vardır; şans hazır olana gelir… Fransa’nın dün aldığı beraberliğin bizim şansımız olması için onu değerlendirmeye hazır olmamız, bu şansları değerlendirebilecek fiziki ve mental güce sahip olmamız lazım. Fransa, İngiltere, İspanya ile oynayacak durumdayken, bir anda Avusturya ile eşleşebiliriz. Hazırlık maçında 6-1 yenilmemize rağmen tercih etmeyecek yoktur diye düşünüyorum. Önce Çekya’dan puanımızı alalım sonra da pek mümkün gözükmese de, insan hayal ettiği müddetçe yaşar, bir yarı final, bir final neden olmasın?

YORUM YAZ