Şaka …. Oluyordu!

Abone Ol Google News

Milli maç dönüşlerinde genel olarak sorun yaşayan Galatasaray, belli ki çok ciddiye almadığı ve açıkcası hocasından oyuncusuna iyi hazırlanmadığı bir maçta, az kalsın 10 kişi kalan rakibine acayip goller kaçırmasına rağmen 1 puanı Bodrum’da bırakıyordu. Halbuki yaklaşık 1 saat önce, ligdeki en yakın ve en tehditkar rakibi Fenerbahçe de tam tersi, hocasıyla ve oyuncusuyla ligi çok daha ciddiye alarak oynamaya başladığını gösteren bir performans sergilemişti. Oğuz Aydın ve Mert Hakan Yandaş’ı kazanan, Kostic ağırlığını net hissettiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray’a da mesajı gönderdi. Hakem konusuna hiç girmeyeceğim çok yanlış kararlar var, ancak maçı izlediğim kadarıyla Fenerbahçe maçı ne olursa olsun kazanırdı diye düşünüyorum. Tabi ki bu hakem performansının kabul edilebilir olduğunu ya da konuşulmaması gerektiğini ortaya koymaz, hep söylediğim ve buradan yazdığım gibi, Türkiye’de belli bir takımı kollayan hakemler yok, çok kötü hakemler var ve yetersizler. Konunun bundan ibaret olduğunu gördüğümüz bir hafta oldu diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Tekrar Galatasaray’a dönecek olursak; bence dün çok gol kaçırsa da, kazanmak için yeterli pozisyonu elde etmiş olsa da, gole kadar 0.11 xG’si olan ve Gökdeniz’in topu direkten dönmese bugün bambaşka bir havada olabilecek Galatasaray, dünkü şımarıklığından ötürü puan kaybetmeyi naçizane hak etmişti. Şans bu sefer onlardan yana, ancak ne olursa olsun ligde kırılmadık rekor bırakmayan Okan Buruk’u 12 haftada aldığı 34 puandan dolayı kutlamak gerekir. Her maç aynı iştah ve tempo tabi ki zor ama bence dün Galatasaray’ın esas sorunu şımarıklık ve bencillikti. Hocanın maç sonu açıklamalarında bunu net bir şekilde söylemesi de sevindirici, tabi yine rüzgar, çim uzunluğu vs. bence yakışmadı. Ancak son haftalarda maç sonu ve öncesi açıklamalarında çok toparladı Okan Buruk, o yüzden diyecek bir şey yok. Bir minik eleştiri de çok iyi mücadele eden Bodrumspor’un hocası Volkan Demirel’e.

Haberin Devamı

Volkan hoca bu kadar iyi mücadeleye puan alamadığı için çok üzülmüş olacak ki, dün maçtan sonra akla mantığa sığmayacak, 14’e 10 oynadık gibi açıklamalarda bulundu. Maçın adrenalinine vererek, Volkan hocadan daha gerçekci değerlendirmeler beklediğimizi, bu geçreklikten uzak değerlendirmelerin kimseye yaramadığını hatırlatmak isterim. Özetle dün iki takım da kolay kolay yenilmeyeceğini lige bir kez daha göstermiş oldular, puan kaybedebilirler ama zor yenilecekleri çok aşikar. Beşiktaş bugün, geçen seneden farklı olarak uzaktan da olsa yukarıya eşlik edip edemeyeceğinin maçına çıkıyor. Ligin en zorlu takımlarından birine karşı milli ara dönüşü bence kırılma maçı diyebileceğimiz bir maça çıkıyor. Zevkle takip edilecek maçlardan biri olacağı kesin. Beşiktaş için kader haftası diyebiliriz.

Osimhen Meselesi…

Bir iletişimci olarak, Galatasaray’ın Osimhen’e ödeceği parayı kat be kat fazla reklam değeri olarak geri alacağını söylemek çok da zor değil. Ancak reklam değeri ve itibar karın doyurmuyor. Galatasaray eğer bonservisini alabiliyorsa 66 milyon euro + yıllık maaşı (yaklaşık 15 civarı olacaktır) Osimhen’e yatırmalı mı, çok zor bir soru. Her sene, en az bir kere “oyuncuların maaş alacakları ödendi” gibi haberlere maruz kalan ya da daha yeni tesislerini zamanında bitiremeyen, kendi basketbol salonunu senelerdir yapamayan bir kulübün Osimhen’e böyle bir yatırım yapması ne kadar mantıklı emin değilim. Bununla ilgili bir söz var aslında, biz sadece başını yazalım, ayranın yok içmeye…

Haberin Devamı
YORUM YAZ