Viraj

Abone Ol Google News

28 Ekim sabahı Galatasaray’ın önünde  milli ara öncesi üç tane çok kritik maç vardı. Biri ligdeki direkt rakiplerinden biri Beşiktaş, diğeri Avrupa Ligi’nin en ciddi favorisi Tottenham, bir diğeri de bu sene ligin sürprizlerinden ve en iyi top oynayan takımlarından biri Samsun. Galatasaray ve Okan Buruk bu kritik virajı kusursuza yakın bir şekilde döndü. Bu arada Tottenham maçında oynanan oyuna değinmeden geçmek çok büyük ayıp olur. Bilincim yerinde olduğundan beri gördüğüm en net Türk takımı Avrupa maç performanslarına girer. Bu oyun bana 99-00 sezonu Galatasaray’ı, Zico döneminin Fenerbahçe’sini, Şenol Güneş ile namağlup gruptan çıkan Beşiktaş’ı hatırlattı. Hepsi bir hikayeye bağlandı, bu sene de Galatasaray’a Avrupa’da bir hikaye yakışacak gibi, kura ve sakatlıklardan yana şansı olursa neden olmasın en kötü bir yarı final… Sakatlıklar demişken, bu virajda çok sıkıcı bir olay geldi Galatasaray’ın başına, o da İcardi’nin sakatlığı… Osimhen’in varlığı sebepli henüz tam anlaşılmasa da çok büyük hasar aldı Galatasaray. Bir sonraki virajlarda, İcardi’nin yokluğunun problem yaratacağını hep birlikte göreceğiz. Milli ara öncesi başka virajlarda olan Fenerbahçe’ye gelirsek, Avrupa dışında gayet iyi döndü diyebiliriz. Şahane bir Trabzon deplasman galibiyeti, iyi bir oyunla kazanılan Sivasspor ve Bodrumspor maçlarıyla ligde takibini sürdürüyor. Fakat Avrupa’daki AZ maçı herkesin tadını kaçırdı, kaçırmalı da. Çok ciddi eksikleri olan AZ’yi Fenerbahçe’nin ne olursa olsun yenmesi gerekiyordu. Tabi futbol anlar oyunu, ilk yarıda girilen net pozisyonlardan birini gole çevirebilseydi Fenerbahçe, bu virajı şahane dönmüş olacaklardı. Beşiktaş ise tam tersi Avrupa virajını iyi alıp, ligde biraz geride kalmış durumdalar. Lige iyi başladıktan sonra böyle form düşüşleri olur, karalar bağlamadan aynen devam etmeleri lazım diye düşünüyorum. Daha lig uzun, çok su akar ve akacaktır. Umarım üç takımımızı bahar aylarında Avrupa maçına çıkarken buradan yazma ve değerlendirme fırsatımız olur. Tabi Başakşehir de devam edebilirse ne mutlu, onlar da bir Danimarka destanı yazıyordu ancak maalesef olmadı. Biten bir şey yok ancak işleri pek kolay değil.

Haberin Devamı

Saha içi çok güzel gelsenize…

Haberin Devamı

Dün üç tane büyük maç oynandı. Maalesef yine saha içinden çok saha dışı malzemeler verildi kamuoyuna. Kime ne yarar sağladığını anlamadığım bu alışkanlık, çok değer verdiklerini söyledikleri Türk futboluna o kadar çok zarar veriyor ki. Bunu tek bir kulüp veya yönetici için söylemiyorum. İsim vermeyeceğim çünkü hiçbir yararı yok ama üç takım da benzer davranışları tercih ediyorlar. Kaldı ki ortada kazan kaldıracak, yıkıp yıkacak bir durum da yok. Henüz 12. Hafta oynandı, 12… Ne olacak 28’de, 32’de…Yürüyüşler mi düzenleyecek, maça mı çıkmayacaksınız? Yıldızlardan oluşan takımlarımız, şahane statlarımız, maalesef kötü zeminlerimiz ve hakemlerimiz var. Biz hep bardağın boş tarafındayız. İşimize geldiği için hep bardağın boş kısmını anlatıyoruz, biraz da dolu kısmın tadını çıkarıp, futbol susuzluğumuzu gidermek aklımıza hiç gelmiyor. Son olarak gerçek yapının ne olduğunu merak ediyorsanız, topun oyunda kalma sürelerine bakmanız yeterli. Derdimiz bağcıyı dövmek olduğu için, kimse üzüme bakmıyor maalesef…

Haberin Devamı
YORUM YAZ