Macaristan - Türkiye maçının ardından övgü dolu sözler: 'A kalite' | 'Hala çok şey vadediyor'
A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar Ligi play-off turu rövanşında deplasmanda Macaristan’ı 3-0 mağlup etti. İlk maçı da 3-1 kazanan ay-yıldızlılar, A Ligi’ne yükseldi. Maçın ardından FANATİK yazarları köşe yazılarında karşılaşmayı değerlendirirken hem takım için hem de Montella için övgü dolu ifadeler kullandılar.

UEFA Uluslar Ligi play-off turu rövanşında A Milli Futbol Takımı, Puskas Arena’da karşılaştığı Macaristan 3-0’lık skorla mağlup etti. İlk maçı da 3-1’lik skorla kazanan ay-yıldızlılar, bu sonuçla A Ligi’ne yükseldi. Milliler, 2018 yılından itibaren düzenlenen organizasyonda ilk kez A Ligi’nde mücadele edecek. Milliler, Uluslar Ligi’nde daha önce B ve C Ligi’nde oynamıştı.
MARCO ROSSI: YENİLGİYİ HAK ETTİK
Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Macaristan Teknik Direktörü Marco Rossi, "Konsantrasyonumuz hiç yoktu, bu kabul edilemez. Yenilgiyi hak ettik. Aramızda gerekli değerlendirmeleri yapacağız. Dört defansla oynadık, teknik direktör olarak her sorumluluğu alıyorum. B Ligi'ne düşmemek için elimizden geleni yaptık. Maalesef bazı oyuncularımızı oynatamadık. İstanbul'da da aynı sorunları yaşadık. Bu şartlarda Türkiye'ye iki kez yenildik. Farklı taktikler ortaya koymaya çalıştık ama bazı konularda istediklerimizi maalesef yapamadık. Eleştiri yaparken her zaman rakibimizin gücü ve yeteneğine de bakın. Türk Milli Takımı çok iyi bir takım. Türk Milli Takımı en üst düzey takımlardan biri. Çok iyi bir kaliteye sahip. Sadece oyuncuları da değil teknik direktörü de çok iyi" diye konuştu.

MONTELLA: NE KADAR GURUR DUYSAK AZ
Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Vincenzo Montella, "Çok önemli, bizi gururlandıran, hak ettiğimiz bir galibiyet olduğunu biliyorum. Futbolcularımızla ne kadar gurur duysak az. Her antrenmanda, her maçta yürekleriyle mücadele veriyorlar. Çok önemli bir hedefimize ulaştığımız için çok mutluyuz. Bu galibiyeti malzeme sorumlumuz Cengiz ağabeyimize armağan etmek istiyorum. Bizle gelemedi kayınvalidesini kaybetti. Konuşmalarımda gruptan bahsederken sadece futbolculardan bahsetmiyorum, arakada görünmeyen emektarlarımız da var. Onların emekleriyle inanılmaz bir atmosfer ve grup oluştu" diye konuştu.

Maçın ardından FANATİK yazarları köşe yazılarında karşılaşmayı değerlendirirken hem takım için hem de Montella için övgü dolu ifadeler kullandılar.

'A KALİTE' TÜRKİYE! / FAİK ÇETİNER - FANATİK
Bizi A Ligi’ne taşıyacak maçta, ilk 90 dakikada elde ettiğimiz skor avantajı elimizdeydi. Bu avantajı hesaba kattığımızda sahadaki görüntüyü de tahmin ediyorduk. Rakip önde baskıyla ofansif oynayacak, biz savunmayı ön plana alıp, ani atak kovalayacaktık. Macaristan ilk 30 dakikada bizden fazla pozisyon buldu. Hele Uğurcan karşı karşıya Gazdag’ın topuna müdahale etmese, sahadaki görüntü çok farklı bir hale gelecekti. Rakip cömert davranınca devre sonuna doğru Milli Takım’ın kaliteli ayakları sahne almaya başladı. İlk devrenin sonlarına doğru organize bir atağımızda İsmail Yüksek penaltı kazandırdı. Hakan Çalhanoğlu (Ustaların ustası) perdeyi açtı. Sonra Oğuz Aydın (alkışlar ona) asisti yaptı, Arda Güler (şov yaptı) ustaca topu köşeye bıraktı ve Macaristan’a “buraya kadar” dedi. Teknik direktör Montella’yı da kutlamak lazım. Takımın iskeletiyle fazla oynamıyor.

LAYIK OLDUĞU YERE...
Orkun yoksa İsmail Yüksek’i oynatıyor. İlk maçta başarılı olmuş Samet ve Oğuz Aydın’dan vazgeçmiyor. Arda Güler, Kenan Yıldız, Kerem Aktürkoğlu varsa onları ilk 11 yazıyor. Kısacası iyi oynayana, hak edene formayı veriyor. Maçı garantiye alınca İstanbul’da oynattığı Barış Alper’i, İrfan Can Kahveci’yi Deniz Gül’ü de sahaya sürüp gönül alıyor. Yusuf Akçiçek’i ödüllendiriyor. Sahanın iyilerinden Abdülkerim Bardakcı’nın son dakikalarda gelen golü ise ona büyük ödül oluyordu. Sonuçta A Kalite bu takım, layık olduğu lige yükseldi. Tebrikler Montella, tebrikler çocuklar...

UNUTULMAZ GECE / TUNÇ KAYACI - FANATİK
Budapeşte’ye avantajlı bir skorla gelmişti A Milli Takımımız. Açıkçası Macarlar gözümüzde çok büyütülecek bir takım değildi, bunu biliyorduk. Asıl sıkıntı bizdeydi; hani sağımız solumuz belli olmaz ya... Bu yüzden maç öncesinde kafamızda az da olsa bazı soru işaretleri vardı. Nitekim, ilk yarının büyük bölümünü hücum yapmadan, sadece savunma yaparak geçirdik. İlk şutumuz 35. dakikada Arda ile geldi. Rakibin de çok etkili olduğunu söyleyemeyiz ama bize o dakikaya kadar oynanan futbolun yetmeyeceğini, ofansif anlamda bir şeyler yapmamız gerektiğini hissettirdi. Gerçekten hücumda biraz kıpırdadık. Önce penaltıdan Hakan ile, ardından Arda’nın şık plasesiyle gelen iki gol, “işte bu” dedirtti. 2-0’dan sonra Macar takımı, ilk yarı bitene kadar gardı düşmüş bir boksör gibiydi. Savunma anlamında dağıldılar ve biz de soyunma odasına müthiş bir skorla gittik. Gecenin en büyük sıkıntısı ise maçı tek kameradan izlemekti. Yayıncı kuruluşun bu sorunu çözmesini ve bize daha kaliteli bir yayın sunmasını beklerdik. Çünkü birçok pozisyonda yorum yapmak, mevcut görüntülerle neredeyse imkânsızdı. İkinci yarıda skorun rahatlığıyla birlikte gerçek kalitemizi sahaya fazlasıyla yansıttık. Orta sahadaki teknik oyunculara savunmadan gelen ayağa paslarla etkili hücumlar yaptık ve Macarlara istedikleri momentumu hiç vermedik. Özellikle savunmadaki geri dörtlü, rakip forvetlere adeta nefes aldırmadı. Hatta gol sayısını daha da artırabilirdik.

GELDİĞİNDEN BERİ EN İYİSİ
Montella göreve geldiğinden bu yana hem skor hem de oyun olarak en iyi maçlarımızdan birini oynadık. Avrupa Şampiyonası süreciyle birlikte iyice kenetlenen A Milli Takım, artık gerçek anlamda bir “takım” olma yolunda önemli bir mesafe katetti. Özetle; Montella, Karadağ’da kaybettiğimiz A Ligi şansını Budapeşte’de geri alarak yüzümüzü güldürdü. Bu iki maç bize şunu gösterdi: Milli takıma yeni katılan isimlerle birlikte artık güçlü bir oyuncu havuzumuz ve güçlü bir kulübemiz var.

TEBRİKLER MİLLİLERİMİZE / METİN KARABAŞ - FANATİK
Ay-Yıldızlılar, Uluslar Ligi play-off rövanş maçında Macirastan’a konuk oldu. Rakibini İstanbul’da 3-1 yenerek A Ligi’ne çıkabilmek için büyük bir avantaj yakalayan Millilerimiz’de Montella, Arda’ya ilk on birde şans tanıdı. İleri uçta ise Kerem görev yaptı.

İSTEDİĞİMİZİ ALDIK
Mücadele son derece tempolu başlarken Macaristan sert bir oyun ortaya koydu. Biz orta alanda hazırlık pasları yaparken fazlasıyla isabetsiz tercihler yapınca üçüncü bölgeye geçemedik. 26.dakikada Uğurcan net bir gol pozisyonunu engelledi. Yarım saatlik bölümün ardından daha organize ataklar yaptık. 36.dakikada İsmail ceza sahası içerisinde rakibinin müdahalesi sonrası yerde kaldı ve penaltı kazandık. Atışı kullanan Halan skoru 1-0’a getirdi. 39’da Oğuz’dan aldığı pası harika bitiren Arda farkı ikiye çıkarttı: 2-0. Bu golle soyunma odasına 2-0 önde girmeyi başardık.

KONTROL BİZDEYDİ
İkinci yarı daha düşük tempoda başladı. Millilerimiz orta alanda topa hakim olmayı başardı. 63.dakikada Oğuz’un şutu savunmadan döndü. Macaristan ilk yarıda yediği gollerin ardından moral olarak adeta çökerken sahada bir varlık gösteremedi. Son sözü ise uzatma anlarında Abdülkerim ile söyledik. 3-0. İkinci kırk beşte oyun disiplininden kopmayan Ay-Yıldızlılar mücadeleden 3-0 galip ayrılarak adını A Ligi’ne yazdırdı.

TECRÜBESİNİ KONUŞTURDU / DENİZ ÇOBAN - FANATİK
Çok ilginç bir maç yayını izledik. Pozisyonların tekrarını göremedik. Farklı bir tecrübe yaşadık. Felix Zwayer, tecrübesini konuşturduğu bir maç yönetti. İlk dakikadan itibaren oyuncuların güvenini kazandı ve hiç zorlanmadı. İsmail’in yerde kaldığı pozisyonda gördüğümüz kadarıyla doğru bir penaltı düdüğü çaldı. 76’da Macaristan hücumunda Mert Müldür’ün Csoboth’u düşürdüğü pozisyona da penaltı çaldı ama başlangıçta ofsayt olduğu için kararı iptal etti.

HALA ÇOK ŞEY VADEDİYOR / UMUT EKEN - FANATİK
Macarlar doğal olarak baskılı başlayıp, hemen skor almak istedi. 2 farklı handikapı bir an önce daha az dezavantajlı hale getirebilmek için skora ihtiyaçları vardı. İstanbul'daki maçın son bölümünün devamı gibi oynayıp, fırsat vermedik. Hem soğukkanlı kaldık hem topu çok iyi çevirdik. Çalhanoğlu ve İsmail, sırtı dönük top aldıklarında hiç paniklemediler. Zaman zaman Arda Güler dahi stoperlere kadar yaklaşıp, oyun kurulumu ve baskıyı bertaraf edici sorumluluklar aldı. İlk maçta Orkun Kökçü - Hakan Çalhanoğlu gibi iki pas ustasının varlığının milli takıma kattığı zenginliği işaret etmeye çalışmıştım. Dün gece de Çalhanoğlu-Arda Güler ve ilk yarıda İsmail, ikinci 45'te Salih oyunun merkezini, haliyle sahanın genelini rahatlattı bizim adımıza.

Özellikle Çalhanoğlu'ndan bahsetmek lazım. Milli takım kariyerinin büyük bölümünde, gerçek potansiyelini buraya taşıyamamasından şikayetçiydik. Montella idaresinde, kulüp performansı standartlarına ulaşmış durumda. Dünya Kupası elemeleri öncesi en büyük zenginliğimiz Çalhanoğlu'nun bu çizgisi. Montella ile devam edelim. İlk günden bu yana yapmak istediğinin sahaya yansıyan halini gördük dün gece. Orta saha çizgisinin ilerisinde 4 hareketli ve hızlı oyuncu ile oynama isteğinin nedeni bu. İlk golde rakip savunma yerleşemeden penaltıyı bulduk. İkincide kontratak finalinde yine savunma dengesi bozulmuş Macarlar'ı çaresiz bıraktık.

İtalyan hoca eldeki oyuncu grubuyla geniş alanlar bulmanın avantaj olacağına inanıyor. Kenan Yıldız'a, Barış Alper'e, Kerem'e formsuz dönemlerinde bile sarılması bundan. Hem İstanbul'da hem de Budapeşte'de geçiş oyununun meyvelerini aldık. Hedeflenenin yanı sıra soğukkanlı kalmak ve bu pas trafiğini sağlayabilmek çok artı değerler. Eldeki oyuncu grubu, Avrupa'nın kaliteli liglerinde taktik olgunluğa erişmiş olarak milli takıma geliyor.
