Galatasaray - Antalyaspor maçını spor yazarları değerlendirdi! 'Böylesi daha önce gelmedi! Fabrika ayarlarına dönüyor'
15 Mart 2025, Cumartesi 08:30Güncelleme Tarihi:

Trendyol Süper Lig'de 28. haftanın açılış maçında Galatasaray sahasında Antalyaspor ile karşı karşıya geldi. Sahadan 4-0 ayrılan sarı kırmızılı ekipte 3 golle hat-trick yapan Osimhen'e Morata 1 gol ve 1 asistle eşlik etti. Bu sonucun ardından Galatasaray puanını 71 yaptı. Antalyaspor ise 33 puanda kaldı.

VICTOR OSIMHEN’DEN HAT-TRICK
Galatasaray’da Victor Osimhen, Antalyaspor ağlarına gönderdiği 3 golle sarı-kırmızılı formayla ilk hat-trick’ini yaptı. Süper Lig’de toplamda gol sayısını 20’ye çıkaran Nijeryalı santrfor, toplamda ise 26 gole ulaştı. 26 yaşındaki golcü oyuncu, son olarak geçen sene İtalya Serie A’nın 28’inci haftasında Napoli’nin Sassuolo’yu 6-1 mağlup ettiği mücadelede 3 gol atmıştı.
YUNUS AKGÜN LİGDE 6 MAÇ SONRA 11’DE
Galatasaray’ın 24 yaşındaki milli oyuncusu Yunus Akgün, ligde 6 maç sonra 11’de yer aldı. Sakatlığı sebebiyle bir süre sahalardan uzak kalan Yunus; Gaziantep FK, Adana Demirspor, Çaykur Rizespor, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Alanyaspor maçlarında 11’de görev yapamamıştı. Süper Lig’in 25’inci haftasındaki Fenerbahçe derbisinde oyuna sonradan dahil olarak sarı-kırmızılı formasına kavuşan Yunus Akgün, Türkiye Kupası C Grubu 3’üncü maçında da Konyaspor’a karşı uzun bir aradan sonra ilk 11’de görev yapmıştı. Milli oyuncu Antalyaspor karşılaşmasıyla birlikte 6 maç sonra ilk 11’deki formasını da geri almış oldu.

OKAN BURUK: ÖZGÜVENİMİZ ARTTI
Trendyol Süper Lig’in 28. haftasında Galatasaray evinde karşılaştığı Antalyaspor’u 4-0 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, "Maç öncesi iyi oynayıp kazanmaktı. Bu morale çok ihtiyacımız vardı. Hem iyi oyun hem skor biz önemli bir psikolojik katkı verecekti. Bu maç bittiğinde rakibimizle olan puan farkını 10’a çıkarmak, rakibimiz üzerinde oynayacakları maç öncesinde baskıyı kurmak önemli olacaktı. Maça iyi başlamadık. Rakibimizi 3’lü savunmada beklemiyorduk. İlk gol sonra oyuna daha çok adapte olduk. Daha öz güvenli oynadık. Oyunu önde oynadık. İlk yarıyı önemli skor avantajıyla bitirdik. İkinci yarı kendi istediğimiz gibi oynadık. Bizi desteklemeye gelen taraftarımızla birlikte güzel bir gece yaşadık. Psikolojik anlamda bizim için önemliydi. Oyuncularıma teşekkür ederim, bu isteği ortaya koydular. Havalar ısınmaya başladı. Mayıs ayı yaklaşıyor. Bu anlamda oyuncularımızın performansı yukarı gidecektir diye düşünüyoruz. Zor bir fikstür bizi bekliyor. Biz hep bunu yukarıya çekmeye çalışıyoruz. Bir yandan da aşağıya çekmeyen çalışanlar da var. Maç öncesinde oyuncularıma, 'Sizden galibiyet bekleyeni, hayatlarını sizin galibiyetiniz üzerine mutlu bir şekilde sürdürmek isteyen var. Onlara karşı sorumluluğumuz var. Bunu doğru bir şekilde yerine getirmemiz gerekiyor' dedim. Her maç farklı bir hikaye. Psikolojik anlamda yükseldiğimiz, öz güvenimizin arttığı bir maç oldu" diye konuştu.

EMRE BELÖZOĞLU: MİNİMUM 10 PUAN KAZANIP...
Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında Antalyaspor deplasmanda karşı karşıya geldiği Galatasaray'a 4-0 yenildi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Antalyaspor Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Bizim adımıza çok zor bir maç oldu. Gol yediğimiz dakikaya kadar çalıştıklarımızı uygulamaya çalıştık. Galatasaray bireysel kalitesi yüksek, kazanma odaklı tecrübesi var. Burada onlarla baş etmek adına elimizden geldiğince dersimize iyi çalıştığımızı düşünüyorum. Golü yiyene kadar iyi karşılık verdik. Geldiğim günden bugüne kadar Fenerbahçe maçının 30 dakikası, Galatasaray Stadı'nda da golü yedikten sonraki 30 dakika ve maç devamında da memnun olmadığım süreler olsa da oyuncu grubum elinden geleni yapmaya çalışıyor. Kendimizi bir an önce bizi rahatlatacak pozisyona ulaşmak adına motive olmaya devam edeceğiz. Son 4 maçımızda 4 puan hedefim vardı, 6 puanı bulduk. Kasımpaşa ve Rize galibiyetleri geldi. Bunlar bizim adımıza önemli. Yolumuz daha çok uzun, 30 puan var. Minimum 10 puanı kazanıp lige tutunmak istiyoruz. Başka bir hedefimiz olamaz. Galatasaray'ı tebrik ederim. Oyuncularımı tebrik ederim, böylesine güçlü bir takıma karşı ellerinden geleni yapmaya çalıştılar" diye konuştu.Galatasaray ile Fenerbahçe'nin güçlü oyunculara sahip olduğunu belirten Belözoğlu, "Teknik adam olarak bir takımın birinden daha iyi demek çok doğru değil. Son dönemde Fenerbahçe'nin çok güçlü oyunu var. Galatasaray ligde çok uzun süredir ligde yenilmiyor. Bugün maça coşkulu başladılar. Sonra o coşkuyu kırdık. Geçen seneki güçlü oyununun biraz gerisinde olduğunu düşünüyorum. Yine bu oyuncu gücü, teknik adamın da kazanma odaklı oyuna bakışı Galatasaray ve Fenerbahçe'yi bu ligden çok kopartmış durumda. Yine de kendi adıma, hep kazanma odaklı oldum, bizim için böyle mağlubiyetlerin çok acı olduğunu, güç farkını kulübede yaşamanın çok zor olduğunu kabul etmem gerekiyor. Şu süreçte iki takımı ayırt etmek hakkaniyetli olmaz" şeklinde konuştu.

Trendyol Süper Lig'in 28. Haftasının açılış maçında Galatasaray'ın evinde Antalyaspor'u 4-0 yendiği maçı spor yazarları değerlendirdi

Osimhen sinerjisi - Serkan Akçan / Fanatik
Galatasaray haftalardır kendi vasatını aşmakta zorlanıyor, maçların momentumunu elinden kaçırıyordu. Ama dün gece Antalyaspor’a karşı belki de son bir ayın en rahat, en etkili maçı oynayarak kazandı. Sanırım Okan Buruk, Emre Belözoğlu’nun kariyerinin önündeki en büyük engel olmaya yemin etmiş olabilir. İşin şakası bir yana Okan hoca, Emre Belözoğlu’na rakip olduğu her maçta hem oyunda hem tabelada büyük fark atıyor. Galatasaray’ın bu sezon en büyük şansı Victor Osimhen. Saha içi enerjisi, takım kimyasına katkısı, oyun iştahı tüm takımı pozitif etkiliyor. Antalyaspor’a attığı ilk golün ardından gol krallığı yarışında dengeyi sağlayan Nijeryalı santrfor takımının penaltıcısı olmasına rağmen topu Morata’ya verecek kadar da koca yürekli. Morata’nın Milli Takım öncesi moral kazanmasını ne kadar önemsediğini gösterdi. Bu cömertliğinin ardından maçı hattrick ile bitirmesi kaderin güzel bir cilvesi olsa gerek.

Hâlâ yeri var
Okan Buruk’un ‘Morata girer Mertens çıkar’ kararı sezonun kalan bölümünde de geçerli olacak gibi görünüyor. Morata büyük bir isim. Ama bakalım Okan Buruk, kendini iki yıldır şampiyonluğa taşıyan Mertens’li 4-2-3- 1’i iki aydır değiştirmeye çalışıyor. Formasyonda küçük oynamalar yapıyor olsa da Morata’yı Osimhen’in arkasında konumlandırmaktan gayet memnun görünüyor. Mertens oyuna tekrar döner mi bilinmez ama Okan Buruk’un yeni planında hâlâ Mertens’in yeri var. Yoksa her maç Morata’nın Osimhen’e ayak uydurması, Yunus ile Barış’ın en yüksek viteste oynaması gerekecek.

Uzun süre sonra... - Tunç Kayacı / Fanatik
Şampiyonluk yarışında puan farkına sahip lider olmasına rağmen modu düşük olan Galatasaray, dün gece Antalyaspor karşısında biraz kıpırdayan performansıyla soyunma odasına 3-0’la gitti. Peki, ilk yarıda farklı ne yaptı derseniz; eskisi gibi olmasa da zaman zaman ön alan baskısını iyi yaptı, kanatları kullanmasını bildi ve goller geldi. Okan Buruk, sakatlıktan çıkan Yunus Akgün’ü ilk 11’de oynattı ancak Galatasaray, ilk yarıda genç oyuncusunun etkisiz performansıyla adeta 10 kişi oynadı. Fakat Yunus’un açığını, Barış Alper yakaladığı başarılı performansla kapatan isim oldu. İlk yarıdaki oyun ister istemez Mertens’i çağırıyordu Yunus’un yerine, bana göre. Antalyaspor, kadro kalitesi yetersiz bir ekip ve bolca pozisyon hatası yapıyor. Bu tür bir rakibe karşı Mertens tercihi daha mantıklı olabilirdi. Bu arada, herkeste bir Eren takıntısı var ama bana göre Galatasaray’ın asıl sorunu sağ kanatta. Frankowski iyi ayaklara sahip ancak savunması çok zayıf bir oyuncu. Bu nedenle güçlü bir rakip karşısında Okan Buruk’un sağ bekteki bu zafiyeti çözmesi gerekiyor. İkinci yarıda, her 3-0’lık skordan sonra “Acaba bir sıkıntı olur mu?” endişesi yaşanıyordu. Ancak hem Antalyaspor’un dirençsiz bir takım oluşu hem de Osimhen ile gelen dördüncü gol, kafaları rahatlattı.

Artık kulübesi güçlü
Bana göre Galatasaray adına dün gecenin en büyük artısı, oyuna giren oyunculardı. Niye derseniz, uzun süredir kulübedeki yetersizlik nedeniyle elindeki ilk 11’i sürekli kullanmak zorunda kalan Buruk, yorgun bir takım yaratmıştı. Şimdi ise aksayan veya yorulan oyuncuların yerine sahaya sürebileceği güçlü bir kulübesi var ki bu çok önemli. Dün gece oyuna giren isimlere bakınca bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Özetle, uzun süredir Galatasaray taraftarı çok iyi bir oyun olmasa da etkili ve golcü bir Galatasaray izledi, üstelik gerilmeden... Tabii ki gecenin yıldızları Osimhen, Sanchez ve Barış Alper’di bana göre. Milli maç arasının ardından, bu moralle birlikte daha da güçlenen bir Galatasaray lige döner diye düşünüyorum.

Böylesi hiç gelmemişti - Burak Özdemir / Fanatik
Avrupa'ya beklenenin öncesinde veda eden, Süper Lig'de de oynadığı oyunla umut vermeyen Galatasaray, sonunda taraftarlarının beklentilerine yanıt verdiği bir performans sergiledi. Antalyaspor kalite olarak Galatasaray'a mukavemet gösterebilecek seviyede bir takım olmasa da oyuncuların isteği gelecek haftalar için umutlandırdı.

OSIMHEN BAMBAŞKA BİR SEVİYE
Süper Lig tarihine damga vuran birçok oyuncu oldu şimdiye kadar, ancak böylesi hiç olmamıştı. Rakip takımları üç stoperle oynamak zorunda bırakan, 90 dakika sıkı markaj altında olmasına rağmen bir an bile geri adım atmayan bir yıldız! Adeta Allah'ın bir lütfu... Osimhen enerjisini ve isteğini takıma da yansıtıyor.

DERBİDE BELLİ OLACAK
Galatasaray bu sezon o çok iyi oyun oynadığı dönemden esintiler sundu. Antalyaspor maçı Galatasaray kalitesindeki bir takım için gerçek bir gösterge olabilecek bir takım değil. Galatasaray'ın taraftarların özlediği seviyeye dönüp dönmediğini deplasmanda oynanan Beşiktaş maçı belirleyecek. Osimhen'in yanı sıra Barış Alper de kendine gelmiş bir görüntü çizdi. Eren Elmalı, Davinson Sanchez gibi oyuncular da dikkat çeken isimlerdi.

Galatasaray güzel bir ailedir! - Hamit Turhan / Fanatik
Malum; 2025 Yılı Türkiye'de 'Aile Yılı' ilan edildi. Gerçekten de aile toplumun temelidir; ama sağlıklı bir toplumun! Bu konulara daha fazla girmeyeceğim elbette; çünkü, her ne kadar yaşadığım hayat açısından usta sayılsam da akademik olarak benim çok fazla uzmanlık alanım değil ve çetrefilli mevzular bunlar! Lakin, ailenin önemini de yadsıyamayız. Hiçbir dönemde, hiçbir şartta; asla... Hele, bizim gibi geleneksel ve feodal aile yapısına sahip toplumlarda!..

Aslan fabrika ayarlarına dönüyor
Şimdi, aile kavramının Galatasaray-Antalyaspor maçıyla ne alakası var ve sen neden 4-0'lık sıradan bir lig maçı sonrası bu konuya giriyorsun, diye soracak olan çok fazla okur olduğunu tahmin ediyorum. En son söyleyeceğimi hemen şimdi ifade edeyim: Aile kavramının bu maçla çok yakından ilgisi var; elbette Galatasaray açısından. Özellikle de son haftalarda Sarı-Kırmızılı takım için iç karartıcı senaryolar yazılıyorken… Bütün spor ya da salt futbol kulüplerinin kendilerini aile kavramı içinde değerlendirdiğini biliyorum. Kendi açılarından haklı olabilirler. Lakin, bu kavramın altını ne kadar doldurabiliyorlar? Asıl mesele bu! Ülkemizde, kendilerini profesyonel olarak nitelendiren birçok kulübün, bırakın aile olmayı, belli bir dönemde aile olmuşlarsa bile zamanla paramparça olarak böylesi bir bütünlüğün çok uzağında kaldıklarını söylememe bile gerek yok. Örnekler ortada! İlla isim vermek gerekirse, çok çarpıcı olmaları sebebiyle, birer futbol şehri olan Bursaspor ve Eskişehirspor, diyelim ve bu bahsi kapatalım.Son zamanlarda gerek oynadığı futbol gerekse aldığı sonuçlarla kendi taraftarlarının dahi hedef tahtası haline gelen Galatasaray'ın dün gece Antalyaspor'u rahat geçeceği bütün futbol otoriteleri tarafından zaten tahmin ediliyordu. Öyle de oldu. Daha fazlası da olabilirdi; şayet maçın son yarım saatinde Sarı-Kırmızılı ekipte bazı futbolcular laubali davranmasaydı!

Victor Osimhen'den aidiyet dersi
Lakin bu maçta Sarı-Kırmızılı takım bana kalırsa şampiyonluğu ezeli rakibine bırakmayacağının sinyallerini verdi. Tamam, Antalyaspor ligin en zayıf halkalarından biri ve küme düşmeye namzet bir ekip. Ancak Galatasaray dört farklı kazandığı bu maçta şampiyon olduğu geçtiğimiz iki yılı anımsatan bir futbol sergiledi. Cim Bom, bundan önceki haftalarda da Anadolu takımlarına karşı skor olarak üstünlük kurmuştu. Fakat bu kadar dominasyon sağladığı bir maç olmamıştı.

Maça son derece coşkulu başlayan Galatasaray pozisyon bulduğu, ancak gol bulamadığı ilk 10 ile 30'uncu dakikalar arası hariç neredeyse maçın tamamında Antalyaspor'u sürklase etti. Bunda elbette en büyük pay Victor Osimhen'indi. Sarı-Kırmızılı takımın bundan önceki iki sezonunda saha içi liderliğini yapan İcardi'nin yokluğunda bu görevi üstlenmişti Nijeryalı yıldız. Bu tespitimin hat-trick yapmasıyla hiçbir alakası yok. Ülkemizde ilk kez üçleme yapması elbette çok önemli ama Osimhen attığı goller kadar saha içi ve saha dışı davranışlarıyla Galatasaray'ın bir aile, bir aidiyet ve his takımı olduğunu dosta düşmana bir kez daha gösterdi.Mertens'in kulübeden katkısı!Nijeryalı yıldızın, gol krallığına giderken, kazanılan penaltıyı ligde henüz golü olmayan Morata'ya bırakması, uzun süredir sakatlığı nedeniyle takıma katkı veremeyen Yunus'un kendisine yaptığı asist nedeniyle kramponlarını cilalaması, oyundan çıkarken sahaya atlayan çocuğa formasını, her nasıl olduysa mixed-zoon'a giren çocuklara eşofmanını vermesi, forma şansı bulamayan Jelert'i maç sonu sahada teselli etmesi, tribünleri coşturması, takımını ateşlemesi Galatasaray aidiyetinin en önemli göstergesiydi.Elbette başrolde Osimhen vardı ama kulübede oturan Mertens'in de 'Galatasaray Ailesi'ne katkılarını unutmamalıyız. Belçikalı yıldızın, yedek kulübesine çekilmesine rağmen, sanki teknik heyetin bir parçası gibi kenarda futbolculara direktif vermesi, oyunun durduğu zamanlarda saha içindekilere su servisi yapması, oyuna alındığı anda sahadaki futbol aklı olması ve arkadaşlarını yönlendirmesi 'takım ruhu'nun sahaya yansımasıydı.

Şampiyonluk modu açılmış, belli!
Osimhen, Mertens ve şampiyonluk modunu açtığı her halinden belli olan Kaptan Muslera'nın yarattığı sinerjiyle son 8 haftaya girilirken Galatasaray'da oluşan 'takımdaşlık' şampiyonluk yolunda Sarı-Kırmızılı ekibin en büyük avantajı olacaktır.Doğru, başta Milli aradan sonra oynanacak deplasmandaki Beşiktaş maçı olmak üzere çok zorlu bir fikstüre sahip Galatasaray. Gelgelelim, dün gece Antalyaspor maçındaki gibi bir kenetlenmeşlik ve aidiyet duygusuyla sahaya çıkarsa Sarı-Kırmızılı ekip, puan avantajını ligin sonuna kadar korur ve 5. yıldızı takar göğsüne... Burada işin püf noktası, başta teknik heyet olmak üzere tüm takımın saha içine odaklanmasıdır. Bunu da sağlayacak olan yönetimdir. Yönetim, her türlü manipülasyonun, dezenformasyonun önüne geçmekle mükelleftir. Tüm saldırılara karşı takımın önünde bariyer olmak zorundadırlar. Ki, Okan Buruk, teknik heyeti ve futbolcular rahat rahat işlerine baksınlar. Onlar rahat olursa zaten gerisi gelir. Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır!Ozan Ergün harika bir maç yönettiHakemden yazı içinde bilerek bahsetmedim. Çünkü Ozan Ergün, yabancı hakem diye tepinenleri taca çıkaracak harika bir yönetim sergiledi ve asla maçın önüne geçmedi. Zaten futbol da böyle bir şeydir. Hakemler bu oyunun çok önemli bir parçasıdır ama kesinlikle başrol olmamalıdırlar! Onlar futbolculardan ve teknik adamlardan rol çalmadığı müddetçe sadece futbol konuşuruz. Yıllarca hakemler başrole kendilerini oturttular ve hala bu cendereden kurtulmuş değiliz. Genç hakemimiz Ozan Ergün, dün gece futbol konuşma şansını hepimize verdi, kendisine ve ekibine bir teşekkür borçluyuz. İnşallah ağabeylerinin etkisinde kalmadan yoluna devam eder ve sadece futbolda kalır.

Özlenen Galatasaray - Metin Karabaş / Fanatik
Son lig maçında Alanyaspor’u mağlup eden Galatasaray hem zirvedeki yerini sağlamlaştırdı hem de moral buldu. Sarı-Kırmızılılar bu hafta Antalyaspor’u konuk ederken, Okan Buruk mücadeleye Alanya mücadelesinin ikinci devredeki başlangıç kadrosu ile sahaya çıktı.

Baskı sonuç verdi
Galatasaray ilk düdükle birlikte ön bölgeye yerleşti. Rakibi üzerinde baskı kuran Cim Bom, ilk on dakikalık bölümde etkili olmayı başardı. Antalyaspor ise bu baskıdan kurtulduktan sonra hücumda etkili oldu. Fakat Galatasaray’ın kontrolü eline geçirmesi uzun sürmedi. 30. dakikada Barış ceza sahasına gönderdi Morata içeri çevirdi, Osimhen bitirdi ve Galatasaray 1-0 öne geçti. 43. dakikada Galatasaray penaltı kazandı. Atışı kullanan Morata topu ağlara gönderdi ve farkı ikiye çıkardı: 2-0. İlk yarının uzatma anlarında Barış Alper ceza sahasında Osimhen’i gördü, yıldız oyuncu ilk yarının skorunu belirledi: 3-0.

Kontrolü bırakmadılar
Sarı-Kırmızılılar ikinci yarıya golle başladı. 52. dakikada Yunus’un pasını iyi değerlendiren Osimhen kendisinin üçüncü takımının dördüncü gölünü attı: 4-0. Bu golden sonra tempo düşse de Galatasaray kontrolü bırakmadı. Hem bireysel anlamda hem de takım performansı anlamında son haftaların en iyi görüntüsünü ortaya koyan Galatasaray son derece rahat bir galibiyete uzandı. Buruk ve takımı mücadeleden 4-0 gibi farklı bir skorla ayrılırken sahadaki oyun alkışı haketti.


Çok üzüldüm çok... - Oğuz Dizer / Fanatik
Bir gece önce Norveç tebası mensubu bir melunun, Fenerbahçe’yi katletmesine şahit olmak zorunda kalınca çok üzüldüm çok. Gel de kahretme. Bir değil, iki değil, tam üç penaltıyı görmezden gelen hain Viking; Kanarya’nın futbol resitali sahneleyip, şakıdığı geceyi, pespaye düdüğüyle adeta cenaze merasimine çevirdi. Yazık değil mi? Fenerbahçe’nin Avrupa’da başına gelen ‘hafifmeşrep bir yabancının’ zirve yoluna attığı molotof kokteyli değilse nedir? Yazık değil mi onca dövize, bunca emeğe. Bir daha hiç kimse yabancı düdüklere methiye düzmesin, kasideler döşenmesin! Hele hele sen Acun Ilıcalı. Gördün ne etti, sizi ve ümitlerinizi, hayallerinizi değil mi? Fenerbahçe’nin başına gelen acı vaka Galatasaraylılar’ın da canını sıkmış olmalı. Olmalı ki başta hiç keyifleri yoktu. Hata üzerine hata! Yunus kayıp, derman problemi sırıtmadı, kahkaha attı! Asisti de kurtaramadı! Frankowski’nin Frank’ı gitmiş yerine Euro + owski gelmiş. Barış mı? Harbiden kendine gelmiş. Osimhen zaten hep kendinde olan asil örnek. Dün gece istese 4 golü de kendi atardı. Morata’ya penaltıda güzellik yaptı.
