Seyirlik maç!
Haberin Devamı ›
Carlos futbol oynarken üreticiydi. Savunmadan çok ilerideydi beyni, gözü, ayağı. Teknik adamlığının da bu doğrultuda olması son derece doğal. Onun çalıştırdığı takımların geride kalıp oyunu çirkinleştirmektense ileri oynamayı düşünmesi olağan. Bu daha önce de böyleydi, bu sezon da böyle, sonrasında da böyle olacak. Fenerbahçe’nin arayıp da bulamadığı rakipler de, kapanıp oyunu sıkıştırmak yerine futbol oynamayı tercih edenler öncelikle. Böyle olunca, bol pozisyonlu kıpır kıpır maçlar seyredilebiliyor işte. Tabii ki, bu şartlar altında daha kalifiye olan takımlar avantaj sağlıyor, o da başka mesele. İsmail Kartal’ın Sow’u sağda, Emenike’yi solda, Kuyt’ı ortada oynatma taktiği de tam yerinde bir tercih oldu böylelikle. Kuyt’ın pas yüzdesindeki başarı oranını, Emenike’nin son vuruş yetersizliğini saymazsak, üçü de önceki haftalara kıyasla en etkili oyunlarını oynadılar kesinlikle.
Yüzler gülüyor
Maçla ilgili en ilginç detay da ev sahibi futbolcuların psikolojik durumlarıydı bizce. Henüz ilk gol gelmeden önce bile yüzler gülüyordu Sarı-Lacivertliler’de. Maçın sonuna kadar da devam etti bu. Kaçan pozisyonda, rakibin en tehlikeli ataklarından birinin tam ortasında, gülüyordu yüzler. Bekir’den Kuyt’a kadar, son zamanlarda alışılmadık biçimde. Hani maçın ilerleyen anlarında, artan farkla birlikte gerçekleşse bu, yazmaya bile değmez. Ancak, öyle değildi, hafta arasında sihirli bir el mi değdi?