İkinci yarı takımı

Fenerbahçe’nin maça başlangıç hızı ne kadar baş döndürücü ise 10. Dakikadan itibaren geri yaslanması o kadar şaşırtıcıydı. Gaziantep’e karşı merkezde Fred ve İsmail ile oynayıp Tadiç’i forvet arkasına çekmek Fenerbahçe’ye kötü yansıdı. Topu öne taşımakta zorlandılar, pas örgüsüyle çıkarken orta saha ile forvet bloğu arasında Tadiç’i bulamadılar, fazla top kaybettiler ve uzun çıkmak zorunda kaldılar. Oyunu öne taşıyamayınca En Nesyri, İrfan Can ve Oğuz Aydın takımdan kopmaya başladı. İsmail’in cansiparane savunma çabaları tek başına işe yaramadı, hücumda Fenerbahçe hep bir eksik kaldı.

Bu filmi izledik

Aslında bu filmi hafta içinde Prag deplasmanında da izlemiştik. İlk yarıyı çöpe attıktan sonra ikinci yarıda oyunu dengeleyip inisiyatifi eline alma işini son zamanlarda fazla görmeye başladık. Bu Mourinho’nun çözmesi gereken bir sorun elbette. Amrabat ve Maximin’in girişiyle Fenerbahçe topa hükmetmeye, rakip sahaya kolay taşımaya başladı. Baskıyı kurdu ve sadece 13 dakikada tam 8 korner kullanıp net pozisyonlar üretti, peşinden bu baskı golleri de beraberinde getirdi. Fenerbahçe’nin özellikle Kadıköy’de oynuyorken baskıyı hep bu seviyelerde yapması gerekiyor. Oğuz Aydın iyi oynamaya devam ediyor. Maça solda başladı, henüz 2. Dakikada golünü attı. İkinci yarıda Maximin’in girişiyle yeri değişse de Fenerbahçe adına sahada en doğru işleri yapan oyuncuların başındaydı. Galatasaray’ın Eyüp’e puan kaybetmesiyle Fenerbahçe’nin Gaziantep karşısında kazandığı 3 puan zirvedeki rekabeti bambaşka seviyeye taşıdı.