Psikolojik üstünlük Galatasaray'da
Haberin Devamı ›
Bursaspor önünde sergilenen takım oyununun yanında bireysel parlamalar göz kamaştırıcıydı. Fenerbahçe’nin puan kaybının oynanan futbol ve tribün canlanmasına katkısı vardır. Ersun Yanal’ın takımlarında ikinci devrelerde yaşanan genel gerileyişin ilk işareti Konyaspor maçında yaşanmıştı. Eskişehir’de sorunlar daha da derinleşti. Fenerbahçe’nin futbolundaki düşüş kadar önemli olan sonuca doğrudan etkili oyunculardaki adale sakatlıklarıdır. Herhangi bir müdahale olmadan gerçekleşen sorunlar Yanal takımlarındaki eğilimin belirtileri olabilir. Bu nedenle Fenerbahçe’nin 7 puan önde olmasına rağmen yakalanmasını mümkün görüyorum. Sık sık yazdım, Wesley Sneijder’i seyretmek ayrı bir zevktir. Maçlarda kendimi genel oyunu bırakıp Sneijder’in neler yaptığını izlerken yakalıyorum. Özellikle stadyumlarda Galatasaray’ı canlı takip eden okurlarıma Sneijder’i ayağında top yokken dikkatle seyretmelerini öneriyorum. Sneijder maçın her anında kendisini ‘’ulaşılabilir-top atılabilir’’ kılıyor. Sürekli 5 metreden yakın rakip olmayacak biçimde boşa çıkıyor. Galatasaray’da kafasını kaldıran her futbolcu sürekli bomboş bir Sneijder görüyor. Genç futbolculara ise önermeyip Sneijder’i mutlaka izlemeleri gerektiğini belirtiyorum. Hayatlarında idmanlarda göremedikleri eğitimi Sneijder’in hareketlerinden alacaklardır. Dikkat ederseniz Sneijder’in attığı golleri yazmadım bile. Felipe Melo ise şu anda Dünya’nın en iyi ön kesicilerinden biri olduğunu gösteriyor. Savunma ve hücumda kendisinden daha iyi bir Brezilyalı yeryüzünde yoktur. Burak Yılmaz’a kaçırdığı goller nedeniyle kızamıyorum, pozisyona giren her santfor bunu yaşar. Kendisini hücumda gereksiz yaptığı fauller ve zaman zaman verilmeyen paslara takındığı tavır için eleştiriyorum. Bu iki tutumu hem kendisini hem de arkadaşlarını yaralıyor. Sonuç olarak Galatasaray eline geçirdiği psikolojik üstünlüğe sonuca çevirebilir.