Deplasman da iyileşecek

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Galatasaray’ın Bursa ve Eskişehir maçlarında sergilediği futbolun deplasmana yansıyıp yansımayacağı Antalya’da test edildi. Tita’nın golü yenene kadar sergilenen oyun mükemmele yakındı. Atılan gol kesinlikle idmanlarda çalışılmış bir pozisyonun karşılaşmaya aktarılmasıydı. Ancak yenilen gol Galatasaray’ın gereksiz paniğe kapılmasına yol açtı. Telles’in Ceyhun’a çarptırdığı top ise geçen sezon Muslera’nın Selçuk’a vuran uzaklaştırmasına benzedi. Galatasaray’ın olmadık goller yemesi kaderin bir cilvesi olsa gerek. İkinci yarıda oyunun hakimiyeti yeniden Galatasaray’a geçtikten sonra futbol kalitesi farklılaştı. Galatasaray’ın futbol düzeyi ligdeki rakiplerinden güncel olarak daha ileridedir. İç sahadaki sonuçların benzerinin yakın dönemde deplasmana da yansıması kaçınılmaz görünüyor. Son üç maçtan edindiğim izlenim Galatasaray’ın aradaki puan farkına rağmen ipi göğüsleyeceği yönündedir. Yenilerden Telles yıllardır süren sol bek sorununun net çözümü gibi görünüyor. Özellikle hücuma getirdiği farklı boyutlar var. Savunmada ise giderek oturacaktır. Burdisso ise bir dönem Galatasaray’da oynayan Meksikalı Almaguer tarzında bir savunmacı izlenimi bıraktı. Savunmadan çıkarken 10 metreden uzağa attığı topların büyük çoğunluğu rakibe gitti. Tita’nın golünde ise hem rakiple koşarken adımlamada hem de son hamlede ciddi ağırlık sorunu olduğunu düşündüm. Şu anda ne Gökhan Zan ne de Chedjou’dan iyi olduğunu söylemek mümkün değildir. Drogba ise kendisini Chelsea maçlarına kadar nadasa çekmiş havasından uzaklaştıramadı. Aktif futbolculuk hayatında muhtemelen son kez çıkacağı Stamford Bridge karşılaşmasını her şeyin önüne koymuş gibi oynuyor. Özellikle ikili mücadelelere girmekten sakınıyor. Takım oyununu bozma açısından kızsam bile Drogba’nın duygularını anlayabiliyorum. Bu olumsuz tabloda Roberto Mancini’nin Drogba’yı nasıl kullanacağı teknik direktörlük mahareti açısından dikkat çekicidir. Kalan maçlarda Drogba faktörü izlenelisidir.

YORUM YAZ