Türk Futbolu yükselişe geçti

Abone Ol Google News

Fenerbahçe'nin Edin Dzeko , Tadiç , Mert Müldür , Djiku, Kent, Szymanski gibi gibi yıldızları kadrosuna katması, Galatasaray’ın şampiyon kadrosunun üzerine ‘Aşkın olayım/ İcardi’yi rekor ücretle kadrosuna katması, üstelik Zaha, Angelino , Balambu, Kerem Demirbay gibi üst düzey oyuncuları transfer etmesi, ilk etapta biraz geride gözükse de Beşiktaş’ın Rebiç, Amartey ile anlaşması, Trabzonspor ve diğer Anadolu takımlarının akılcı transferleri ‘transfer borsasının’ en renkli ülkesinin Türkiye olduğu ortada...

Haberin Devamı

Ne oldu da birden bire battı batacak denilen kulüplerimiz böyle bir transfer atağına kalktılar. Halbuki gazetelerde çıkan haber ve yazılara baktığımda kulüplerimiz çoktan iflas etmişlerdi. Kulüplerin kasasına yeni kaynaklar girmediğine göre bu transferleri nasıl izah edeceğiz?
Bu transferler gelecekte büyüyeceği düşünülen Türk futboluna güvenin bir ürünüdür. Borsada meşhur bir deyim vardır: Borsada beklentiler satın alınır, gelecek satılır. Futbolcu transferleri de borsa gibi beklentileri satın alır. Kulüp yöneticileri Türk futbolunun büyüyeceği konusunda beklentileri satın alıyorlar. İyi ki de karamsar yazılara itibar etmiyorlar. Bu sene ligimizin renklenmesini hep yerin dibine soktuğumuz kulüp yöneticilerinin de vizyonuna borçluyuz.

Haberin Devamı

İddialı kulüp başkanları
Artık kulüp başkanlarımızda da değişim yaşandığını görüyoruz. 4 büyük takım başkanlarının yanısıra Göksel Gümüşdağ , Mecnun Otyatmaz gibi tecrübeli başkanlar, Murat Sancak, Faruk Koca , Süleyman Hurma gibi hem dominant karakterleri hem de hırslı yapıları ve de benim de bir yazımda ‘suyu arayan adam’ olarak adlandırdığım Yüksel Yıldırım gibi son derece iddialı ama bir o kadar da planlı Başkan’ın varlığı.
Sanki bu sezon Başkanların daha fazla öne çıkacağını düşünüyorum. Her biri ilginç renkli kişilikleri olan Kulüp Başkanlarının sayısının arttığı bu sezonun da çok renkli geçeceğine imzamı atarım. Öyle ki bu yıl Süper Lig’e çıkma mücadelesi de önceki yıllara göre daha çetin ve daha heyecanlı geçecek.

Kirpilerin oklarından korumalıyız
Elbette Türk futbolunda çözülmeyi bekleyen onlarca sorun var, elbette Türk futbolunu ‘ kirpilerin oklarından korumak’ için çeşitli sigortalar oluşturmalıyız.
Ama ümitlerimizi korumak için de onlarca nedenimiz var.
Asırlar önce Miletli Thales’e sormuşlar:,
“Sana göre dünyada biricik, devamlı olan şey nedir?
‘ Ümit’ diye cevap vermiş filozof:
‘ Zira bizi en son bırakan budur’

Büyükekşi mayınları temizliyor
Peki bu sürece nasıl geldik?
Bu sürece hiç kuşku yok ki ; Büyükekşi’nin bugüne kadar Türk futbolundaki mayınları tek tek temizleme gayretleri ve aldığı sonuçların da etkisi var. Son yazımda da ifade ettiğim gibi, Trendyol’un Süper Lige isim sponsorluğu başlı başına büyük bir olaydır Türk futbolu için. Olay sadece parasal bir kaynak olarak görmemek lazım, ülkenin önde gelen ve hızla büyüyen firması Trendyol’un ülke futbolunda ki bu yükseliş ‘trend’ini görmemiş olması düşünülebilir mi? Trendyol’un firması için geliştirdiği bir çok stratejinin ve yeteneklerinin bir çoğunu yakın zamanda Türk futbolunun gelişimininde göreceğimizi düşünüyorum.

Haberin Devamı

Gelişmeler olumlu
Bugüne baktığımızda hiç de karamsar olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Avrupa’nın futbol devi İtalya ile 2032 Avrupa Şampiyonasını düzenleme konusunda tarihi işbirliği, Milli takımımızın 2024’de Almanya’da Avrupa Şampiyonasına katılmak için avantajlı konumu, Avrupa Kupalarında takımlarımızın sadece kendileri için değil ülke puanı içinde motive olmaları ve en iyi kadroları ile mücadele etmeleri çok ama çok önemli gelişmelerdir..
Bu canlanma sayesinde maç günü gelirleri, forma satışları derken, yeni sponsorları da Türk futbolunun içinde göreceğiz. Galatasaray ve Trabzonspor’un stat isim haklarını rekor ücretle pazarlaması( muhtemelen yakın zamanda Beşiktaş’tan da böyle bir anlaşma gelecektir) ve sisteme yeni sponsorların ilgisi..
Bu canlanmanın -korsan yayın ile mücadelede ki başarıyla da orantılı- yayın ihalesinde de meyvesini vereceğini düşünüyorum.
Şahsen kendi adıma yıllar sonra tekrar abone olma arzusu duyuyorum.

Karamsar papağanın sonu
Benim açımdan bu gelişmeler hiç de şaşırtıcı olmadı. Geçmişte de hep bu karamsar havanın hakim olduğu zamanlarda dahi “Lincoln’un papağanı” hikayesini anlatırdım. Sanırım bu hikayeyi bugün bir kez daha anlatmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Amerika’nın efsanevi Başkanlarından Lincoln; her zaman olumsuzluğa dem vuranlara karşı papağan hikâyesi anlatır. “Jefferson City’de bir avukatın papağanı her sabah onu çığlık çığlığa uyandırıyormuş: ‘Bugün dünyanın sonu geliyor, Kutsal kitap böyle buyuruyor...
Bugün dünyanın sonu geliyor, Kutsal kitap böyle buyuruyor... Bugün dünyanın sonu geliyor, Kutsal kitap böyle buyuruyor.’
Bir gün değil iki gün değil aylarca papağan her sabah ‘dünyanın sonu geliyor’ demekten vazgeçmemiş.
Öyle bir noktaya gelmiş ki günün birinde avukat kuşu vurmuş...” Başkan Lincoln öykünün sonunu şöyle bitiriyor: “Bir bakıma kuşun kehaneti de gerçekleşmiş. Hiç olmazsa kendisi için.”

Haberin Devamı

Diğer yazar-yorumcu dostları bilmem ama benim avukatın vurduğu felaket tellalı papağanın akıbetine uğramaya niyetim yok!” Artık “Türk futbolu batıyor” söylemlerine de itibar etmeyeceğim. Yıllarca ayağına çelme takılarak, dövülerek şekil alan Türk futbolu yine borsa deyimiyle ‘yükselişe’ geçmiştir.

YORUM YAZ