Tenis de değişim zamanı; TFF’den TTF’ye sürpriz aday
Paris Olimpiyatları sonrası Federasyonlarda seçimler tüm hızıyla devam ediyor..
Haberin Devamı ›
Bisiklet, Kano, Hentbol gibi federasyonlarda seçimler tamamlandı..
Gelecek hafta Basketbol Federasyonu’nda favorisi belli bir seçimle tüm federasyon seçimleri Kasım ayının üçüncü haftasına kadar devam edecek..
Voleybol, çekişmeli geçmesi beklenen Güreş ve yine büyük bir rekabete sahne olacak Atletizm federasyon seçimleri de önümüzde ki günlerde yapılacak…
Her şey önderin nefesi kadardır
2028 Los Angeles Oyunları’nın kilometre taşlarının döşeneceği bu seçimler hayati önem taşırken ne yazık ki spor medyasının bir türlü radarına giremiyor federasyon seçimleri..
Halbuki her şey önderin nefesi kadardır..
Bu yüzden federasyon başkanları ve yönetim kurulları bir branşın gelişiminde hayati öneme sahiptir..
Paris Oyunları sonrası bu yüzden peş peşe 4 yazı kaleme aldım..
Bunlardan en çok ilgi gören ‘Başarısız federasyon başkanlarına mahkum muyuz’ diyerek sportif başarıdan daha çok uzun yıllar görevde kalan federasyon başkanlarının bizzat kendilerinin oluşturdukları delege sistemi ile göreve devam ettiklerinin altını çizdim..
Haberin Devamı ›
Bir türlü aks değişmiyor, her dönem statükonun çarkları aynı kişlerlerle döndürülmeye devam ediyor, başarısızlık neredeyse kaderimiz oluyordu..
Bu yüzden de ısrarla ‘testiye su taşıyanla, testiyi kıran’ı ayırmamız gerektiğini savunuyordum..
Federasyon Başkanları CEO gibi olmalı
Yine geçmişte de bir çok yazımda 2024’lerin dünyasında uluslararası rekabetin içinde bulunan federasyon başkanlarının bir CEO gibi donanımlı, vizyonel ve mesaisinin önemli bir bölümünü federasyona ayırması gerektiğini savunurum..
İletişim, sponsorluk, marka değeri yaratma sadece kamunun desteği ile yetinmeyen yeni gelir üretme becerisine sahip, uluslarası federasyonlarda da görev alabilecek donanımda ve branşın kamuoyunda tanınması konusunda yetenekli federasyon başkanlarına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Klasik eski dönem federasyon yöneticilerinin dönemi çoktan geçti..
Tam da bu aşamada, Türk tenisi için bir milad olabilecek bir adayın adı gündeme düştü..
Şafak Müderrisgil..
Bir önceki dönemde TFF’de Hukuk Kurulundan ve Kadın futbolundan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Müderrisgil’in adaylığı tenis camiasında hem bir şaşkınlık hem de büyük bir heyecan yarattı.
Şaşkınlık yaratmasının sebebi tenis camiasının çok yakından tanımaması, heyecan yaratmasının nedeni ise de Türk tenisinin son 15-20 yılında kurulan aksın değişme ihtimalinin belirmesi..
Bunun için Müderrisgil çok güçlü bir aday olarak ortaya çıkıyor..
Türk tenisine ‘umut’ lazım…
Yakında resmi adaylığını ve projelerini kamuoyuyla paylaşacak Müderrisgil; Türk tenisi ile ilgilenen herkesin bildiği ama kapalı kapılar ardında ancak fısıltıyla söyleyebildikleri ‘Türk tenisi artık bitti, tünelin ucu karanlık’ ümitsizliğine son verebilecek mi?
TFF’de birlikte çalışma fırsatı bulduğum ve Kadın futbolunda fark yaratan çalışmalarıyla dikkat çeken, UNESCO ile spor alanında özel projeleri yürüten Müderrisgil’in devletin inanılmaz kamu destekleri ve tesisleşme hamlelerine rağmen uluslarası rekabette bir türlü istenilen seviyeye gel(e)meyen Türk tenisi için bu zorlu görevde başarılı olması için doğru kadro seçimi, doğru stratejiye ve de önünde uzun ve çalılarla dolu bir yol var..
Haberin Devamı ›
Dünyanın en zor ama en çok izlenen ve takip edilen branşlarından Tenis de ülke tenisçilerinin dünya sahnesinde boy göstermesi için tüm birikimini ve donanımını bu işe ayıracağına eminim.
Şafak Müderrisgil’in başkan seçilmesi halinde ülkemizde yaklaşık 65 federasyon içerisinde bir veya ikinci kadın başkan olacak..
Ve inanıyorum ki; Müderrisgil federasyonlarda da başkanlık çıtasını da yukarı çekecektir.