Federasyon seçimleri….
Paralimpik Oyunlarından gelen madalyalar ile Olimpiyatlarda ki başarısız sonuçları makyajlamasına izin mi vereceğiz yoksa Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın dediği gibi ‘hesap mı sorulacak’..
Haberin Devamı ›
Bak(an)’ın manşetlere çıkan röportajının ardından ‘Başarısız federasyon başkanlarına mahkum muyuz’ yazım bu sütunlarda yer aldı..
Bu yazıma geri dönüşlerden anladığım ‘testiyi kıran’ federasyonların görevlerinden ayrılmaları gerektiğinde büyük bir mutabakat olduğu şeklinde..
Yalnız yine de bir okurumun şu cümlesi de kayda değer..
‘Ömer bey, umarım Federasyon seçimleri bittiğinde ‘başarısız federasyon başkanlarına mahkum muşuz’ diye yazmak zorunda kalmazsınız..
Önümüzde ki 3 ay federasyon seçimleri Türk sporunun geleceğini şekillendireceği için hayati öneme sahip..
Bu yüzden bir kaç yazıyla geçiştirilecek bir konu değil..
Peki bu süreçte neler yapılmalı..
Ölçemediğini yönetemezsin!
“HENRY Kissinger meşhur ‘Diplomasi’ kitabında şöyle diyor: “Entellektüeller uluslararası sistemlerin çalışmasını analiz ederler; devlet adamları ise, bu sistemleri kuran kişilerdir. Analist hangi sorunu inceleyeceğini kendisi seçebilir; devlet adamı ise sorunları önünde bulur. Analist üzerine risk almaz. Devlet adamı ise, bir tek tahmin yapma hakkına sahiptir; yaptığı yanlışlardan geri dönüş yoktur.”
Haberin Devamı ›
Burada konu spor olduğu için entelektüellerin ve analistlerin yerine gazeteci-yazar, devlet adamı yerine de Spor Bakanı ve Spor Hizmetleri Genel Müdürü’nü koyunuz!
“Sırtında yumurta küfesi taşımayan ve başkasının omzundaki davulu tokmaklamaya çok teşne olan spor yazarları güncele dair yorumunu yapar ama iş nedense ‘yapısal’a gelince ekseriyetle sus pus kalır.
Halbuki sorumlu makamların her yerden azami ölçüde ‘zihinsel beslenmesi’ sayesinde isabetli kararlar vermesi gerekiyor.”
Bu sözleri bir çok kereler köşeme taşıdım. Bir çok kereler de Spor Bakanları ve Spor Genel Müdürleri ile de paylaştım. Biz spor yazarları analizler yapar ve ‘şöyle olsun, böyle olsun’ diye yazarız.
Kissinger’ın dediği gibi risk almayız. Ancak, yaptığımız analizlerle yaptığı yanlışlardan geri dönüş şansı olmayan karar verici makamların zihinsel beslenmelerine katkı yaparız.
Sorumlu makamların yaşayacağı en büyük talihsizlik, birçok yerden değil de sadece kendi oluşturduğu bürokrasinin zihinsel beslenmelerinden yararlanmaya başlamasıdır.
O zaman ‘rutin’ gelir kendisini de sistemi de teslim alır. Ama biz yazarlara düşen görev de bütün bunlardan bağımsız okuyucuya ulaşmak, düşüncelerini zenginleştirmektir.
Bütün bu girişi ülke sporunun gelişmesinde en önemli lokomotif görevi üstlenen federasyonların performanslarının arttırılması için yaptım. Federasyonların performansların artması demek daha iyi antrenör, daha iyi organizasyon ve tabii ki daha iyi sporcuları ortaya çıkaracaktır.
Bu süreçte bizi Olimpiyatlarda daha iddialı bir ülke konumuna getirecektir.
Peki federasyonların performansları nasıl geliştirilecek? Kimisinde bireysel branşların, kimisinde takım sporlarının olduğu ama her biri farklı örgütlenmiş 65 federasyonu tek bir çuvalın içine koyabilir miyiz? Bunlardan daha önemli federasyonların performansları nasıl ölçülecek? Her zaman savunduğum bir söz var: Ölçemediğinizi yönetemezsiniz.
Haberin Devamı ›
Federasyonlara 'sigorta maddesi' şart
Bir taraftan “özerk olması gereken federasyonlar” bir taraftan buralara sürekli kamu fonu aktaran devlet-siyaset.
Sportif başarı yerine kuyumcu hassasiyeti ile delege avcılığı yapan federasyon başkanlarını görevden alınabilecek mi?
Her seçimin demokratik olmadığının en güzel örneği bugün bir çok federasyon da yaşanıyor.
Hani yıllardır partilerde şikayetçi olduğumuz genel başkanlar delegeleri belirliyor, o delegelerde Federasyon Başkanı’nı seçiyor..
2016 yılında Sportif Değerlendirme Geliştirme Kurulu üyesi olarak Tenis Federasyonu’nun da bu durumu tespit etmiş genel kurul delege sayısının nerdeyse yarısını federasyon başkanının belirleyebildiği yapıya dikkat çekmiştim.
Şimdi bu seçimin ne kadar demokratik olduğunu sizlere bırakıyorum..
Bu konuyla ilgili şahsi kanaatimi bir tarafa bırakarak bu sorunun çözülmesi için yeterli bir yasal alt yapının olmadığının da altını çizeyim.
Bütün bu süreci görünce sistemin böylesine tıkanmasına ve adeta hukuk savaşına dönmesine izin vermeyecek bir düzenleme yapılmadığını bir kez daha acı bir şekilde test etmiş olduk. 2016’da tek aday olarak, 2021’de ki 2 adaylı seçimde mevcut başkan çok rahat bir şekilde tekrar seçilmişti.
Kasım ayı seçimlerinde de başarısız mevcut başkanın sandığa girdiği taktirde seçilmemesi imkansız.
Nerede kaldı performans değerlendirmesi..
Haberin Devamı ›
Ve nasıl oldu da bir federasyon başkanı delege sistemini bu şekilde kendi lehinde oluşturdu ve buna kim izin verdi?
Ne yazık ki bir çok federasyonda da durum bundan pek farklı değil..
Artık spora yol gösteren, yön veren ve denetleme işlevinde ki kamu tarafının “sigorta maddesi”ne ihtiyacı olduğu çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Yeri gelmişken bu maddenin spor literatürüne nasıl girdiğini de anlatayım:
Rahmetli Turgut Özal, 1987 yılında Futbol Federasyonu’nun seçimli ilk Genel Kurulu’nu gerçekleştirmek için yasal düzenleme yapmıştı. Ancak yasaya kendi ifadesi ile sigorta maddesi koymuştu. Başbakan, genel kurul seçim sonuçları ne olursa olsun adaylardan birisini Federasyon Başkanı olarak atayabilecek veya genel kurulu iptal edecekti. Nitekim, Erdenay Oflaz büyük farkla seçimi kazanmasına karşın Özal, genel kurulu iptal etmişti.
Nasıl gerektiğinde BDDK kamu veya özel bankaların faaliyetlerini düzenleyebilecek, açığa işlem yapmalarını önleyecek bir çok yasal düzenlemeleri sahipse Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün federasyon ilişkilerinde yeni yasal düzenlemelere ihtiyacımız olduğu ortada.
Ben, “Devlet sporun ana sponsorudur” ve “devletten tamamen bağımsız spor organizasyonu olmaz” ilkelerinin altını çizerim.
Öte yandan “spor yaptırma” hiyerarşisinin yani federasyonların “sporun maddi ortamını hazırlama”hiyerarşisi yani devlet karşısındaki bağımsızlığını ilkece savunduktan sonra devlete “spor işlerine karışma ve spor örgütüne nüfuz etme” yetkisinin verilmesini savunurum.
Ancak, Kanunlara sigorta maddeleri koyulmayıp, federasyonların performanslarını da ölçemeyeceksek,’testiyi kıranla’, ‘testiye su taşıyan ‘ federasyonları nasıl tespit edip, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın ifade ettiği gibi ‘nasıl hesap soracağız’..
Temenni: Umarım 3 ay sonra ‘başarısız federasyon başkanlarına mahkum muşuz’ diye yazmak zorunda kalmam..