Terim 50. yıl kutlamaları…
İmparator‘un Galatasaray’a attığı imzanın 50. senesi kutlandı. Aslında bu kutlama sadece bir imza klasiği modunda organize edilmemeliydi! Halk müziği üstadı (d.1923) Şemsi Yastıman’ın 101’inci doğum günü de olaya dahil edilmeli. GS aristokrasisine hem doğal, hem de organik halk ürün türlerinin, nasıl katıldığı görseli gerçekleştirilmeliydi .
Haberin Devamı ›
Gazetemizin efsane bir reklamı vardı. “DOĞUŞTAN FANATİK” bilmem hatırladınız mı? Aslında üzerinde durulması gereken “her şey değişir kulüp aşkı ve renkler değişmez” söylemidir. Terim yüreğindeki Beşiktaş aşkını açık ve net beyan etmişti. 50 sene önce gönlünde vaki Siyah Beyaz renkler bir imza ile Sarı Kırmızı’ya evrilmiştir. O nedenle bu imza asla unutulmamalı ve bayraklar Beşiktaş köy içine doğru sallanmalıdır!
Masanın hep “alan” tarafında oturanlar için gönüldeki renkler çok da, mevzu olamaz zaten. İklim ve canlı etkinliklerine göre ‘hoooop’ diye değişiverir.
Şimdi gelelim sadede !
Eeeeey ümmeti cemaat… Fatih Terim’i UEFA kupasına, Lucescu’yu Süper CUP’a, ömrü teknik adam başarısızlıklarına abone geçmiş Şenol Güneş’i de Dünya üçüncülüğüne taşıyan Galatasaraylı futbolcular için ne yapmalıyız peki ?
Fatih Terim ve Şenol Güneş’in o efsane jenerasyon Aslanları omuzlarında taşıması, şükranla anması gerekmez mi? Hele hele Şenol Güneş’ın her mübarek bayram ve kandil gününde Ali Karahasan, Ahmet Yılmaz, Mücahit Oktan ve tabii şahsımın elini öpmek için gelmesi; rahmetli Mustafa Ulusoy’un kabrini de her fırsatta ziyaret etmesi gerek!
Fatih Terim Milli takım sınavını nasıl geçtin? Şenes Erzik, Ayhan Bermek, Abdullah Kiğılı, Kemal Zorlu gibi sistem çilingirleri didindi! İmparator da 40 sene rahat etti !
Haberin Devamı ›
Ne futbol aleminde, ne de Galatasaray yapısında ömrümce ne rastladığım ne de gördüğüm modelller ; 25 sene öncesi Metin Ünlü’ye tarif ettiğim yöntemlerle , Galatasaray ve yönetiminin içine geldiler! Birden bire İmparator’la da kol kola giriverdiler! Netice? Benzer ruhları bir araya toplamanın peşindeler.
Galatasaray efsane kadrosuna, geçmişte Hamza Hamzaoğlu’na şimdi Okan Buruk’a ve Montella’ya ayıp etmekte ısrarlısınız. Olmuyor yani!