Bitmek bilmeyen operasyonlar
Haberin Devamı ›
Kadıköy’de yaşananlardan sonra tanıdığınız insanların bile fanatizm adına sosyal medyada düştükleri durumu görmek nasıl tanımlanır emin değilim. Kendisine gazeteci diyen ama gazetecilik tarihinde adları dahi anılmayacak, iki kitap yazarak yüksek entelektüel sınıfına dâhil olduğunu sanan zevatların Şenol Hoca’ya ve dahi ailesine yazdıkları, içine düşülen halet-i ruhiyeyi anlatmaya yeter mi bilemiyorum... “Ne olursa olsun haklı çıkmalıyız” mantığıyla hareket eden Fenerbahçe yönetimi, resmi internet sitesinden bir özür dilemek, bir “geçmiş olsun” demek yerine yaptığı açıklamayla olayları destekleyecek kadar kendini kaybetti maalesef. Aziz Yıldırım operasyon diyor da başka bir şey demiyor. Onlar hep suçsuz, onlar hep muhteşem; kahrolsun dış güçler!
Kimi kandırıyorsunuz?
1. 25. dakikada sağdan korner kullanılırken madde atıldı, MAÇ DURDU.
2. 41. dakikada soldan korner kullanılırken madde atıldı, MAÇ DURDU.
3. 55. dakikada soldan korner kullanılırken madde atıldı, MAÇ DURDU.
4. 57. dakikada yedek kulübesi arkasından madde atıldı, Şenol Güneş yaralandı, MAÇ TATİL EDİLDİ.
Ama “OPERASYON VAR”mış. Yedek kulübesinin arkasındakilerin çoğunluğu kombineli ve yıllardır orada olan kişiler. Koridorda Beşiktaşlılar’a saldıranlar, görevli kartları olan çalışanlar. Ama “OPERASYON VAR”mış
İçerdeki düşman!
Evet operasyon var; düşman yaratıp kendi taraftarını uyutarak kulübü yönetmeye çalışanların yaptığı bir operasyon var. Kendi yetersizliklerini ve başarısızlıklarını örtmek için hep başkalarını suçlayıp yerini korumaya çalışanların yaptığı bir operasyon var. Aylardır Beşiktaş’ı ağızlarına dolayarak Fenerbahçe taraftarını öyle bir doldurdular ki, en sonunda avantajlı oldukları maçta taraftarın öfkesini engel olamadılar. Konu sadece bundan ibaret, geri kalanı teferruat. Tabii ki bunu kabul etmezler, büyük oyun derler, operasyon derler. Suçunu kabul etmeyen herkesin dediği gibi. Kadıköy’de cereyan edenler sadece bir sonuç.
Adaleti eşit ve hukuka uygun bir şekilde dağıtmayanların, bir ceza verdikten sonra sırf birisine yaranmak ya da taraftarın gazını almak için indirimlerde bulunanların; özür mekanizmasını unutan kulüplerin, takımının haklarını savunur görünmek için rakiplerini karalamaktan çekinmeyen başkanların, hakemin kuralı uygulamaya çalışan bir insan olduğunu unutanların; para kazanacağım ve şov yapacağım diye tüm ülkeye kıraathane muamelesi yapan spor yorumcularının, sosyal medyayı savaş meydanı görenlerin, bizim hepimizin suçu var. Aslında tüm bunların arasında en güzeli taraftarlardı, tepkilerini maça giderek ya da gitmeyerek gösteriyorlardı ama gördük ki bu da gerçekleri gizleyen bir bulutmuş...
Not: Fenerbahçe’nin hakkı, ona buna saldırarak savunulmaz. Fenerbahçe taraftarı Fenerbahçe’den vazgeçmesin, Fenerbahçe’yi göklere çıkarsın ama o koltuklarda oturmak için onları uyutanların Fenerbahçesi’ni değil; Lefter Küçükandonyanis’in, Can Bartu’nun, Cihat Arman’ın, Basri Dirimlili’nin, Alparslan Eratlı’nın, Cemil Turan’ın, Oğuz Çetin’in, Rıdvan Dilmen’in Fenerbahçesi’ni.