Sorun büyük!
Bilenler bilir, “sevinmek için sevmedikspor”luyum ben. Derdim takımın maç kazanması değil, mücadele etmesi oldu yıllardır. 101. yıldan beri de Genk maçındaki kadar aciz ve ruhsuz Beşiktaş takımı görmedim (Gökhan Gönül’ün mücadelesini es geçersem haksızlık olur). Beşiktaş’ta “daha kötüsü olmaz” dediğim, ama her maç daha da kötüye giden bir durum var. Sebeplerine ilişkin duyduklarım, gördüklerim üzerinden illa ki fikrim var. Ama siz, Deniz Demir isimli taraftardan gelen ayrıntılı durum değerlendirmesini okuyun bence:
Haberin Devamı ›
Taraftardan mektup var:
“Beşiktaş’ta ciddi kriz var. Bunu derin bir kaosa dönüştürmeden, sağlıklı analizler yaparak çözüme ulaştırmalıyız. Başkan, Hoca ve oyuncuları ayrı ayrı değerlendirip, sağlıklı eleştiriler getirmek gerekir.
Öncelikle ülke futbolumuzun kronik sorunu haline gelen yaşlı futbolculardan kurulu kadronun Avrupa arenasında iflas ettiğine tanık olduk. Oysa Genk takımında kaleci (33) haricinde 30 yaş ve üzeri oyuncu yok. Üç oyuncu 27 yaşında, diğerleri onun da altında. Dolayısı ile dinamik bir takım. Beşiktaş’ın da acilen, futbol yaşamının sonuna gelmiş, heyecanını kaybetmiş oyunculardan kurtulup takımı gençleştirmesi lazımdı, ama yönetim bu konuda da geç kaldı.
Haberin Devamı ›
Yönetim pasif kaldı
Başkan, önceki sezon Konya ile oynadığımız Süper Kupa finalinden beri, birilerini karşısına almamak için çok pasif kaldı. O günden sonra Hoca ve oyuncular, yönetimin desteğinden mahrum, sadece taraftarın desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı.
Şenol Hoca işiyle gündeme gelmek isteyen, 2002 Dünya Kupası’ndaki başarıya rağmen kendisiyle dalga geçenlere aldırış etmeyip çizgisini bozmayan; aslında ülke futbol iklimine bu açıdan ters gelen bir hoca. Dünya üçüncülüğünün zevki sefasını sürme derdinde olmayan naif biri ile Avrupa üçüncüsü olmuş gibi (3. ve 4.’lük maçı yapılmadı malum) sürekli bunun vurgusunu yapan biri karşılaştırıldı yıllardır bu memlekette (UEFA Kupası’nı da unutmuyoruz elbet). Ve basınımız naif olanın, parasını almadan Milli Takım’dan ayrılanın değil; hak etmediği parayı almak için yeni kulübüyle 1905 TL’ye sözleşme imzalayanın yanında olmayı tercih etti.
Taraftara sırt dönülmez
Düzene uymadığı için “çakma filozof” diye dalga geçilmeye çalışılan Şenol Güneş’e dışarıdan gelecek saldırılar belliydi, bu saldırılara karşı Hoca’yı korumak gerekirdi; ama Beşiktaş yönetimi bu noktada çok eksik kaldı. Göreve geldiklerinde verdikleri birçok sözü tutmadıkları gibi, 2 şampiyonluk birçok şeyin üzerini örttü ama artık sorunlar hiçbir örtüye sığmayacak kadar büyüdü. Onlar para eden her futbolcuyu satarak ve yerine yenilerini koymadan devam edebileceklerini sandı, çanların onlar için çaldığının farkına varamadı.
En kötüsü ve camiayı yaralayan ise, rakip takımlar taraftar guruplarına sonuna kadar destek verirken, Beşiktaş Başkanı ve yönetimin çArşı’ya sırtını dönmesi oldu.
Hocanın aklı sahada değil
Şenol Hoca, basında hakkında çıkan olumsuz haberlere çok takıldı, geçen seneden beri takımın özellikle kötü deplasman performansına bir türlü çözüm bulamadı. Biliriz ki; Şenol Hoca için eksik kadro yoktur, o bir şekilde eksikliği giderecek çözümler bulur. Ama maalesef Hoca’nın aklı sahada değildi uzun zamandır.
Haberin Devamı ›
Oyunculara gelirsek, göstermeleri gereken haysiyet mücadelesini birçok oyuncu veremedi. Dolayısıyla artık Beşiktaş’a faydalı olma şansları kalmadı. Başta Oğuzhan, Tolgay ve Caner olmak üzere birçok isimle yollar ayrılmalı, 30 yaş üzeri sözleşmesi biten oyuncularla sözleşme yenilenmemeli, FEDA sezonunda olduğu gibi genç yetenekler takıma kazandırılmalıdır. Menajerlere dayalı transfer politikasından vazgeçilip üretken bir scouting sistemi hayata geçirilmeli; ancak bu sistem Metin Albayrak’a teslim edilmemelidir.
Zemin! Ah zemin!
Vodafone Park’ın muhteşem zeminini doyasıya kullanan Shakira’ydı, Başkan dahil yöneticiler de onunla çektirdikleri fotoğraflarla mutlu oldu. Başkan “zemin mazeret değil” dese de, birçok teknik direktörden duydum ki, zemin takım için büyük handikap oluşturdu, Beşiktaş’a çok yazık oldu.”