'Topunu da al git'

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Sportif ve mali açıdan 80’lerin ortasından itibaren sürünen İngiliz futbolu, iki facia ile dibe vurmuştu. 1985 Yılında Heysel’de 39 kişinin ölümünün ardından ülkesinde fanatik taraftar gruplarının elinde oyuncak olmuş futbola, Margret Thatcher kendi insiyatifi ile yeniden yapılandırma için yurtdışı yaşağı getirdi.
1989’da Hillsborough’da 96 kişinin ölümünün ardından yayımlanan Taylor Raporu ve sonrasında kurulan Premier League, İngiliz futbolunun kurtuluşu ve yeniden yükselişi oldu.
3 Temmuz 2011 Türk Futbolunun Heysel’i değil Hillsborough’sudur. Türk futbolu 2000’li yılların başından itibaren hızla çöküş noktasına doğru ilerlemekteydi. Şike ve teşvik olayları sadece bardağı taşıran son damla olmuştur.
Türk futbolu, aktarılan milyarlarca dolara rağmen yıllardır hiç bir şey üretememiş aksine mali ve idari anlamda zenginleştikçe yozlaşan, yozlaştıkça sporun ruhundan uzaklaşan paralı çocukların oyuncağı haline gelmiştir.
Şike davası hiç yaşanmasaydı önümüzdeki sezon kaç kulübümüz UEFA Lisansı alabilirdi?
Beşiktaş’ın yeni başkanı önce Hakkı Yeten’in mezarına gitti, sonra UEFA’ya. Çünkü Beşiktaş’ın FIFA ve CAS’taki davaları muhtemelen 2013 yılı başında transfer yasağı ile sonuçlanacak. Yani Beşiktaş, hem Avrupa kupalarına katılamayacak hem de alacaklı futbolcuları serbest kalacak. Oysa eldeki oyuncuların tahmini satış bedellerini dünyada eşi benzeri olmayan şekilde Anonim Şirketi’nde maddi varlık gibi gösterilmekte ki, iflas veya konkordato ilan etmesin.
Bir ülkenin futbol takımlarının yarısından fazlası ekonomik açıdan bitmiş, yarısının da adı, şike ve teşvik davasında geçiyorsa, o ülkenin futbolu tükenmiştir. Gerçek budur ve gerisi teferruattır.
2008 yılından bu yana spor kulüplerinin yeniden yapılanması ile ilgili AK Parti hükümetlerinin spor bürokratları çalışmakta, yine geçtiğimiz yıl bu konu ile ilgili Prof. Dr. Nazım Ekren başkanlığında Meclis Komisyonu’nun raporu bulunmaktadır.
6222 sayılı kanun çıkmadan önce Sayın Başbakan hem TFF Delegasyonu’na hem bu kanunun savunucusu Aziz Yıldırım’a böyle bir kanunun yeni yasama yılında yani 2011 Eylül’ünden sonra çıkarılması gerektiğini tavsiye ettiğini biliyorum.
O gün 6222’yi oldu bittiye getirip çıkarmak için insanüstü gayret gösterenlerin bugün Başbakan’ın “Thatcher, İngiliz takımlarının Avrupa’ya çıkışını 5 yıl yasakladı. Ne oldu?” sözlerini doğru okuyabilmeleri gerekiyor.
Bu açıklamadan sonra Türk futbolunda artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Futbolumuzun enkazı üzerine yeni bir bina inşaa ediliyor. “Toys for Big Boys” veya Adnan Öztürk’ün deyimi ile ‘Yalı Çocukları’nın futboldaki hegamonya dönemi bitmiştir.
Kısa vadede bu konuda birçok spekülasyon yapılacaktır, Fenerbahçeliler bu sözler ‘Aziz’ Başkanımızı bitirmek için söylendi derken diğer takım taraftarları ‘Fener’i kurtarmak için Türk futbolu ateşe atıldı’ ve benzeri yorumlar yapacaktır.
Son birkaç yılda Türkiye’de sporun özellikle de futbolun yeniden yapılanması adına verilen uğraşları gözlemleyip büyük fotoğrafa bakanlar ise Kulaksız’ın toprak sahalarında yetişen futbol sevdalısı çocuğun, bugün zengin mahallenin şişman çocuğuna, ‘Topunu da al git’ diyerek Türk futbolunun içinden çıkamadığı kısır döngüyü kırıp, önünü açtığını göreceklerdir.

YORUM YAZ