Kongre Mevsimi-2
Haberin Devamı ›
Bir önceki yazımda Galatasaray ve Fenerbahçe seçimleri ile ilgili öngörülerimi sizinle paylaşmıştım. Üzülerek haklı çıkmam bir hafta bile almadı. Galatasaray'da Dursun Özbek'in “İmza verenler tüydüler.” gibi tuhaf açıklamaları, genel icraatları ile genç kongre üyelerinin ve Celal Açar'ın çalışmaları sonucu tepki fazlalığından kendisine “ayar” verilecek bir seçimi ayarın ucu kaçınca kaybetti.
Yeni başkan Mustafa Cengiz ve yönetimi Galatasaray'ın içinde bulunduğu belirsiz ortamı düzeltecek gibi görünmüyor. Daha ilk haftadan kulüp içinden bilgi sızıntıları başladı. Önce eski başkan Dursun Özbek'in kulübün maddi sorunları ile ilgili açmazlarını dile getirmesi, ardından karşılık olarak Özbek döneminde yapılan Riva anlaşmasının kimse tarafından bilmediği ve bazı bonservis bedellerinin düşük gösterildiği ile ilgili medyaya verilen bilgiler... Dernek yönetimine değil de anonim şirket yönetimine giren Albayrak ve Elmas bu işlerden anlarlar ve bu savaşı geçmiş döneme ihale ederek kazanacaklarını düşünebilirler.
Artık Galatasaray'ı “de facto” Terim, Albayrak, Elmas üçlüsü yönetiyor ve bence muhtemel bir şampiyonluk elbette onlara yazacağı gibi muhtemel bir başarısızlığın da adresi bu üç isim olur Galatasaray'da. Dün “Tüymedik buradayız” diye kongrede haklı olarak bağıranlar Mayıs'ta “Yemedik buradayız” diye bağıracaklardır.
Fenerbahçe seçimlerinde kesin ve açık favorinin Aziz Yıldırım olduğunu yazmıştım, Ali Koç'un seçim sürecinde yaşananlar ve sonucunda çıkacak tablodan üzülmemesi gerektiğini daha sonraki seçimlere de aynı motivasyon ile hazırlanması gerektiğinden bahsetmiştim.
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulunda yapılan konuşmalar gerçekten üzücüydü. Ali Koç aşırı alıngan bir profil çizdi konuşmasında. Kulüplerin kongrelerinde dönem dönem seviye çok aşağılara iner hele adayların kazanma şansları birbirine yakınsa ya da adaylardan biri ya da birkaçı öyle hissediyorsa.
Aziz Yıldırım'a sayın başkanlı konuşmak ne kadar doğru ve saygılı bir tavırsa bazı polemiklerde özelde yaşanmış ilişkileri açıklamak da o kadar saygısızca ve yanlış bir tavırdır. Ali Koç ilk adaylığının heyecanını iyi kontrol etmeli çünkü kulüp seçimlerinde ne sosyal ne görsel ne yazılı medya büyük etkendir, önemli olan kongre üyeleri ile olan bağlardır. Bu bağlar kimi üyeler için maddi çıkarları tanımlar, kimi kongre üyeleri için vefa duygusunu, kimileri için gerçekçilikle kurulur ve her zaman gerçekleri söyleyenler kaybeder.