Dünden yarına büyük resime bakabilmek...

Abone Ol Google News

Türk futbolu, tarihi bir süreçten geçiyor. Tüm yaşananları ve geleceğe olası yansımaları daha iyi algılayabilmek için son birkaç ayda olan biteni kronolojik olarak mantık süzgecinden geçirirsek daha doğru tahlillerde bulunabiliriz. Türkiye’de futbolun içindeki herkesin bildiği ama üzerine gidemediği kronikleşmiş “Şike ve Teşvik” sorunu ve “Kulüplerin Mali Sorunları” ile ilgili çalışmalar 2008’den beri devletin spor bürokrasisinin gündemindeydi.

Haberin Devamı

Bu konularla ilgili gerek Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, gerek Spor Toto Teşkilatı doğal olarak da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalar ile Türk sporunda reform sayılacak bir kanuni yapılandırmanın temelleri atılıyordu.

2011 yılında, bu sorunlarla çok da ilgilenmeyen hatta son birkaç yıldır devlet kurumlarının defalarca yaptığı uyarıları dikkate almayan, gereğini yapmayan Futbol Federasyonu, böylesine “yakan bir topun” yerine Türk futbolunun ana sorununu “şiddet” olarak belirledi ve bunun sonucu olarak “Sporda şiddet” sorununu hiç hak etmediği şekilde Türk futbolunun öncelikli gündem maddesi haline getirildi.

Haberin Devamı

Bochum Savcılığı’nda patlak veren olaylar, yıllardır kanayan yaraya merhem olamayan futbol federasyonlarının sonuncusu olan, Mahmut Özgener Federasyonu’nu mecburen harekete geçmeye yöneltti ve konu Sarıyer Savcılığı’na intikal etti.

Aynı dönemde mecliste, Prof.Dr. Nazım Ekren’in başkanlığında “Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorunlarını Araştırma Komisyonu” kuruldu. Komisyon tarihi raporunu Mart ayının son günü meclise verdi. Bu rapor, gelecekte Türk sporunda ve futbolunda nelerin değişeceğinin ilk işaretini veriyordu.
14 Nisan’da çıkan yeni yasa, o dönemin federasyonu ve medyanın bazı kesimleri tarafından estirilen rüzgar sayesinde “Sporda Şiddet Yasası” olarak algılandı, ancak yasanın en hayati yanı “Teşvik ve Şike” suçlarına getirilen devrim niteliğindeki ağır cezalardı.

Yaklaşan federasyon seçimleri ve son sürat giden şampiyonluk yarışı, spor medyasının gündemine oturmuştu. Ancak Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk ve Emniyet Teşkilatımız’ın futbol gündemi çok farklıydı. Onlar, bugüne kadar “Olmaz, yapılamaz, güçleri yetmez” denilenleri gündemlerine almışlardı ve yaptıkları soruşturmanın kendilerini getirdiği noktadan dönüşleri yoktu.

Şimdi sorun, kanunları uygulayacaklar ile aynı paralelde eyyamcı olmayan, tahakkümü kabullenmeyecek, adil, güvenilir, icraatçı ve cesur bir federasyon başkanının ortaya çıkmasıydı.

İki isim gündeme geldi; Mehmet Atalay ve Mehmet Ali Aydınlar. Bu iki spor adamı da yukarıda saydığımız özelliklere haiz kişilerdi ve sonuçta Mehmet Ali Aydınlar, federasyon başkanı oldu.
Seçimden bir gün önce, Spor Toto Teşkilatı’nın yayınladığı ilan, o günlerde tepki görse de bugün gelinen noktada futbola en çok destek veren devlet kurumu tarafından büyük resmin nasıl görüldüğünün bir belgesiydi aslında.

Aydınlar, çalışma arkadaşlarının büyük kısmını futbol tarihimizde eşine pek rastlanmayan bir şekilde kulüplerin yönlendirmesini umursamadan kendi tercihleri doğrultusunda belirledi. Tahkim ve Disiplin Kurulları’nı futbolun ilişkiler ağının dışındaki yetkin ve saygın isimlerden oluşturdu.

Haberin Devamı

3 Temmuz günü başlayan süreç, medyanın, kulüpler birliğinin ve soruşturmaya muhatap olan kulüplerin manipülasyon ve günü kurtarma stratejilerine rağmen, Türk futbolunda son birkaç aydır yaşanan reformist yapılanma dikkatle incelenirse sürecin tavizsiz şekilde ve basitçe adaletin yasalarda bulunan yaptırımları uygulaması ile sonuçlanacağını öngörmek sürpriz olmayacaktır.

Türk yargısı, hukuksuzluğun yaşam biçimi olduğu Türk futbolundaki beklentilerin aksine, hukuku ve adaleti tecelli ettirecektir. Mehmet Berk, Mehmet Ali Aydınlar, futbol ağalarının diş geçireceği isimler değil, bu kez durum oldukça farklı.

Önce iki adamın çok dik durması gerekiyor. Eğer gerçekten bu ülkede bazı şeylerin düzelmesi gerektiğine inanıyorsak, ateşten gömleği giymiş Berk ve Aydınlar’a güvenmeliyiz. Onların kararlarını sağlıklı verebilmesi için Türk futbolunu önemseyen herkesin bu süreçte daha sağ duyulu olması gerekmektedir.

YORUM YAZ