Vurun Rıza'ya
Kırın, dökün, ezin, un ufak edin, yok olana kadar tepinin üzerinde. Nasıl olsa memleketin her köşesinden bir Rıza Kayaalp fışkırıyor! Ekonomik enflasyonumuzun yanında bir de Rıza Kayaalp enflasyonumuz var! O kadar çok ki Rızalar!.. Ayıp olmuyor mu hanımlar, beyler? Rıza Kayaalp bu ülkenin yetiştirdiği en değerli sporculardan, en önemli şampiyonlardan biri değil mi? Çeyrek asırlık spor yaşamına 5 Dünya, 12 Avrupa Şampiyonluğu, 1’i gümüş, 1’i bronz olmak üzere 2 Olimpiyat madalyası sığdırmış kaç sporcumuz var?
Haberin Devamı ›
En başta sorumlu olanlar...
Tedavi amaçlı, doktor kontrolünde kullandığı ilaçta yasaklı madde varsa bu sadece onun suçu mudur? Rıza’dan önce en başta kulüp ve kamp doktorları sorumlu değil midir bu durumdan? Sorumluluk aldıkları alana hakim olmayan, yeterli denetimleri ve sporcu bilinçlendirmesini yapmayan federasyon ve kulüp yönetiminin, antrenörlerin, kamp müdürünün hiç mi suçu yok yaşanan bu gelişmelerde? Herkes bir anda sütre gerisine çekilirken, ortalıktan toz olurken açıkta bir başına kalan Rıza Kayaalp’in birtakım mihraklar tarafından rövanşist duygularla böylesine vahşice ve acımasızca recmedilmesi reva mıdır? Tedavi için kullandığı ilaçta yasaklı madde çıktı diye böylesine muhteşem kariyeri olan bir sporcuyu tarihin karanlık denizlerinde boğacak mıyız?
Haberin Devamı ›
Halil Mutlu ve Hasan Şaş
Halil Mutlu da kariyerinin sonunda buna benzer bir sebepten ceza aldı ama bu onun 3 Olimpiyat Şampiyonluğu’nu götürdü mü, itibarını yerle bir etti mi? Kaldı ki bu tür kazalar her sporcunun başına gelebiliyor. Hasan Şaş da ‘Aferin’ isimli soğuk algınlığı ilacını kullandı diye 6 ay ceza aldı, ardından da UEFA Kupası’nın kazanılmasında, Milli Takım’ın Dünya 3.’sü olmasında önemli roller üstlendi. Halil Mutlu da Hasan Şaş da bugün aldıkları doping cezasıyla değil, başarılarıyla anılıyor. Doğrusu da budur. Sakın bu yazıyla dopingi savunduğumu düşünmeyin. Anlatmaya çalıştığım başka şey. Lance Armstrong gibi ilacı bilinçli olarak kullanan, dopingi spor yaşamının merkezine oturtan sporcularla ne Halil’i ne Hasan’ı ne de Rıza’yı aynı kefeye koyamayız.
Listeden de çıkarılabilir
Onları böylesine linç etmeye hakkımız yok. Soğukkanlı davranmalıyız, empati kurmalıyız, bir yol kazası olarak görmeliyiz ve onlara her zamankinden daha fazla sahip çıkmalıyız. Başardıkları zaman fotoğraf karesine girmek için tesbih boncuğu gibi yanlarında nasıl diziliyorsak, başaramadıkları zaman da onları kendi kaderlerine terk etmemeliyiz? Dostluk, ahde vefa, insanlık bunu gerektirir. Kaldı ki onların kullandığı ilaçlardaki etken maddeler yarın bir gün Dünya Anti-Doping Ajansı tarafından listeden de çıkarılabilir! O zaman yüzlerine bakacak yüzümüz olmaz!