Galatasaray daha sağlam!

Abone OlGoogle News

Hep yazdım, daima yazacağım, daha fazla yazacağım; bir kişi, tek bir kişi bile beni anlayana kadar yazacağım! Türk futbolundaki kaosun, anarşinin tek nedeni sülfür bulutları kadar kirli ve zehirli futbol iklimidir. Bunun müsebbibi ise, kulüpler üzerinden kendilerine rant ve istikbal sağlayan, özellikle de büyük kulüplere çöreklenmiş ya da ele geçirmiş, yönetici kostümüyle ortalıkta dolaşan oligarkların topluma empoze ettiği barbar, çağ dışı futbol dilidir.

Haberin Devamı

Sahte algılar ile hipnotize!

Bu oyunda ve bu bel altı kavgada hiçbiri masum değil. Ancak bazen ihtirası aklından önde giden, daha şeytani zekaya, daha güçlü sosyo-ekonomik ve politik şartlara sahip olanlar rakipleri üzerinde üstünlük kurabiliyorlar. Bu sezon yaşadığımız tam da budur!

Genelde uzun süre iktidarda kalmak isteyen diktatörlerin kullanmak istediği bir taktiktir; yaratılan sahte algılar ile toplumu hipnotize etmek, yönlendirmek, kendilerine kayıtsız şartsız biat etmiş bir kitle yaratmak... Elbette, buna teşne bir topluluğun varlığına inandıkları ya da böylesi bir toplumun yaratılmasına zemin hazırladıkları zaman gerçekleştirirler bunu.

Haberin Devamı

Algı şampiyonu olan sezonu alır!

Şimdi, Gaziantep-Galatasaray maçının kritiği ile şu yukarıda yazdıklarının ne alakası var, diye bana saldıracak, belki de küfredecek birçok okur olacaktır. Onlara kısaca şunu söylemeliyim; bu sezon Türkiye Süper Ligi'nin şampiyonunu belirleyecek olan en önemli kriter, hangi kulübün algı operasyonlarının başarılı olacağına bağlıdır! Bütün bu konvansiyonel ve sosyal medya savaşlarının asıl nedeni budur: Temel gerçekliği eğip bükmek, hatta mümkünse yok etmek, yerine kendi sanal gerçekliğini idame etmek. Dört Büyük kulüpten ikisi, en azından bu sezon tasfiye edildi. Diğer ikisi ise son derece vahşi ve ölümcül bir savaşın içine girdiler. Bu mücadelede Galatasaray şu an için teknik-taktik, oyun felsefesi ve puantaj açısından avantajlı gözüküyor. Ancak her hafta, tabiri caizse, rakip yönetimin ve paralı askerlerinin salvolarına aynı oranda cevap veremiyor ve bayağı hırpalanıyor!

Hakemleri etkileme stratejisi…

Fenerbahçe-Çaykur Rize maçına girmeyeceğim elbette! O, geçti gitti, istatistik oldu! Lakin, o maç biter bitmez, hatta o maç oynanmadan -belli ki cepte görülüyordu- Gaziantep-Galatasaray maçının hakemi Kadir Sağlam üzerinden koparılan fırtınalar, tüm medyada başlatılan algı operasyonları, ligin orta karar takımlarından biri olan ve sahasında 12 maçtır kaybetmeyen Gaziantep FK önünde Galatasaray'ın puan kaybetmesi üzerine kurgulanmıştı...

Trollerin yürüttüğü kampanya

Burada da onurunu iki paraya satan aşağılık troller tarafından etki altına alınması gereken ilk isim elbette maçın hakemi Kadir Sağlam'dı. İkincisi ise Galatasaray'ın efsanelerinden biri olan Selçuk İnan! İkisi üzerinden de çok iğrenç tezviratlar yapıldı bu maça kadar. Selçuk İnan'ın üzerinde tabi çok fazla etkisi olmadı bütün bu rezil kampanyaların. Gelgelelim Kadir Sağlam, o kadar 'sağlam' duramadı! Üstelik, MHK'nın en güvenilir hakemlerinden biriyken!.. Fahiş hatalar yaptı. Bilhassa faul ve kart standartları konusunda.

Haberin Devamı

Hiçbir ligde yok böyle bir şey!

Gaziantep takımının maçı 11 kişi tamamlaması tamamen Kadir Hoca'nın takdiriydi! Özellikle de Lungoyi-Torreria pozisyonunda... Kadir Bey, bu pozisyonda Antepli oyuncuyu ikinci sarıdan kırmızı kartla atması gerekirken, Torreria'ya çıkardığı sarı kartı bir kez daha seyretsin ve başını yastığa rahat koyup uyuyabiliyorsa, uyusun! Mümkünse sezon sonuna kadar! Hatta, Gaziantep belki 9 kişi bile kalabilirdi bu maçta; Sorescu'nun Sallai'ye yaptığı faul sonrası... Bunu sadece Fanatik (!) Hamit Turhan olarak ben söylemiyorum küfürbazım (!) tüm hakem hocalarının yorumları bu şekilde!.. Kadir Sağlam'ın bu yazıda bu kadar yer almasının tek nedeni, maç öncesi onun hakkında yapılan algı operasyonu ve bu operasyonun başarıya ulaşmasıdır. Ve bu suçtur. Bütün medeni ülkelerde suçtur. Hangi takım yaparsa yapsın. Federasyonlar da bu suçu işleyenleri cezalandırır.  Tabii, bizde federasyon diye bir yapı olmadığı için böyle uygulamalara uzaktan bakar ve hayıflanırız.

Nicedir hiç maç yazamıyoruz!

Maça yine gelemedik. Ne zaman geldik ki! Hiçbir zaman bu ülke futbolseverini maçın içine sokmuyorlar ki! Orta zekalı ve vasat insanların oluşturduğu balçık çamurda debelenip duruyoruz! Oysa Galatasaray'ın ne kadar önemli ve psikolojik açıdan kritik bir virajı geçtiğini söylemek isterdim sizlere.

Sarı-Kırmızılı takımın kronikleşmiş stoper, kaleci ve savunmadaki kademe hatalarına, girdiği gol pozisyonlarındaki savrukluğuna rağmen...

Haberin Devamı

Sezonun o görkemli başlangıcında başrol oyuncusu olan İcardi, Barış Alper ve Yunus'un yokluğuna rağmen...

Galatasaray'ın eksikleri çoktu

Gabriel Sara'nın hala sezon başı formunu tutturamamasına rağmen...

Attığı şık golle maçın kahramanı olan Ahmet Kutucu'nun henüz takıma uyum sağlayamamasına ve girdiği ikili mücadelelerin çoğunu kaybetmesine rağmen...

Sallai ve Jelert'in kendilerini ispatlamak için sarf ettiği çabalara karşın, yaşadıkları tedirginliklere rağmen...

Beklenen transferlerin önemli kısmının hala gelmemesine rağmen...

İki takım da çok iyi savaştı

Tabii, bu sezon çok kritik gollere imza atan Batshuayi ile bence gözden çıkarılmaması gereken, son iki şampiyonlukta çok önemli paya sahip Nelsson'un bu maçta transferleri nedeniyle kadroda olmamaları da Sarı-Kırmızılı takım açısından büyük handikaptı. Lakin, her şeye karşın Galatasaray, Ajax yorgunluğu ve moral bozukluğu üzerine ligin en zorlu deplasmanlarından birinde çok iyi mücadele etti, savaştı, dik durdu ve kazandı. Üstelik, oyuna maç boyu ortak olan ve en az kendisi kadar savaşan, mücadele eden ve girdiği çok sayıda pozisyonu cömertçe harcayan diri bir Gaziantep FK takımına karşı...

Ve kendisine karşı oluşturulan gizemli ve tuhaf ittifaka karşı!..

YORUM YAZ