Elvan yetmez!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Elvan yetmez!Süreyya Ayhan’ın 2002 yılında Münih’te elde ettiği Avrupa Şampiyonluğu’ndan sonra ikinci kez bir Türk atletinin Avrupa’nın zirvesine çıkması elbette anlamlı ve tarihi bir başarı. Her ne kadar Avrupa Şampiyonaları günümüzde Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları ile Grand Prix’lerden sonra gelse de Türk atletizminin spesifik durumuna bakacak olursak, Elvan’ın elde ettiği birincilikle övünmeliyiz, gönenmeliyiz, gururlanmalıyız. Gelgelelim, katıldığımız tüm büyük uluslararası organizasyonlarda neden Elvan’ın dışında şampiyon çıkaramadığımız sorusunu da başta Atletizm Federasyonu olmak üzere hepimiz kendimize sormalıyız. Elvan gibi sporcuların Türk yapılarak atletizme ivme kazandırma düşüncesi ne kadar makulse, Süreyya’nın sahneden çekilmesinin ardından aynı standartları yakalayacak yeni atletler çıkaramayışımız o derece düşündürücüdür.

Burada belki 100 metre engelli koşucumuz Nevin Yanıt için ayrı bir parantez açılabilir. Avrupa Takımlar Ligi Yarışları’nda 12.74’lük derecesiyle birinci olarak Barcelona için madalya umutlarımızdan biri haline gelen Nevin’in kendisine güvenenleri mahçup etmemesini diliyoruz. Nevin Yanıt, Avrupa Şampiyonası’nda yapacağı bir patlamayla beklentilerimize yanıt vereceği gibi, kendisini de bir anda elit sporcular arasında bulacaktır.

Nevin Yanıt dışında madalya umutlarımız ise diğer iki devşirme sporcumuz 5 bin metrede Alimutu Bekele ve tabii bir de 5 binde koşması halinde Evan Abeylegesse... Bu durumda son gün koşulacak olan 5 bin metre yarışının iki Türk’ün çekişmesine sahne olmasını bekleyebiliriz. Gerisi ise büyük sürpriz olacaktır.

Bütün bunlar gösteriyor ki, biz hala taşıma suyla değirmen döndürüyoruz. Kendi kaynağımızı yaratmaktan bugün de çok uzağız. İşin en kolayına kaçıyoruz. Getir, Türk yap, sonra da onların aldıkları madalyaların arkasına saklan.

Türk sporunu yönetenlerin şunu görmesi lazım: Avrupa Şampiyonluğu Elvan’ın ilk büyük başarısı değil. Daha önce Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları’nda da Elvan ilkleri başardı. Hiç birinde Süreyya Ayhan’ın estirdiği fırtınayı kopartamadı. Amacım yeniden devşirme sporcu tartışması başlatmak değil. Ki, ben buna karşı da değilim. Lakin görünen o ki, Türk insanı, kendisinden olan bir sporcuyu sahiplendiği gibi sonradan Türk yapılan bir sporcuyu sahiplenmiyor. Gururlanıyor belki, ama bir yerlerde bir eksiklik, bir ince sızı hissediyor. Artık kendi yıldızımızı kendimizin yaratma zamanı geldi de geçiyor.

YORUM YAZ