Nasıl gelişeceğiz?
Roberto Martinez’in basın toplantısında savunmamızla ilgili ön görüsü kelimesi kelimesine gerçekleşti denebilir. Kaleden başlayarak savunmanın her bir metrekaresinde hatalarla dolu bir maç oynadık. Abdülkerim’in aklı maçın başında Ronaldo’dan yediği çalımda kalınca devrenin geri kalanı onun adına kâbus gibi geçti. Aslında hepimiz için kâbus başlamıştı. Samet’in sağ stoperden oyun kuramaması üzerine tüm toplar Abdülkerim’e geldiğinde Portekiz’in bire bir baskıları orta sahayı uzun geçen isabetsiz yüksek toplarla oynamamıza sebep oldu. Ayrıca Portekiz’e karşı en büyük sınavı savunmada vereceğimiz bu kadar aşikarken çok basit fauller sonucunda savunma dörtlümüzün 3’ü birden sarı kart gördü. Temel stoper eğitiminde kaleciye geri pas yaparken ilk kural, topu kale direklerinin ortasına vermemektir. Bunu topa vurmayı öğrendiği ilk andan itibaren her stoper öğrenir. Samet’in topa hakim olduğu bir pozisyonda yanına kadar sokulan Altay’ı fark etmeyip kalenin merkezine pas atması kabul edilebilir bir hata değildi. Montella’nın ilk maçın kadrosundan Kenan Yıldız, Mert Müldür ile Arda Güler’i kenarda tutup Yunus, Zeki ve Kerem ile başlamasının şifresi, belli ki Portekiz’e ön alan baskısı yapma ihtimalinde.
Haberin Devamı ›
Önce Arda ve Kenan!
Haberin Devamı ›
Ne var ki, oyunun büyük bölümünde böyle bir baskı oyunu oynamadık, önde neredeyse hiç top tutamadık. Arda ve Kenan Yıldız gibi turnuvanın en potansiyelli oyuncuları böylesi kritik maçlara başlamayacaklarsa nasıl gelişip ana plana dahil olacaklar acaba. Ya da milli takımımız nasıl büyüyecek ve turnuvalarda podyum yapacak? Arda yorgun ya da sakatsa (umarım doğru bir iletişimle gerçek açıklanır) 3-0 geri düştükten sonra oyuna alıp onu ve Kenan’ı hezimete ortak ederek mi geliştireceğiz bu yıldızları. Son maçta Çeklerle berabere kalıp 4 puanla ikinci olup turlayabiliriz. Ama Montella’nın bu saatten sonra Arda ve Kenan’ı yazıp etrafını doldurmasına ihtiyacımız olacak.