Mücadele Sahada Değil Twitter’da!

Abone Ol Google News

Türkiye’de içinden geçtiğimiz dönemden mi yoksa artık toplum olarak geldiğimiz noktadan mıdır bilinmez, spor kamuoyunda kullanılan dil ve agresyon çok acayip boyutlara ulaşmış durumda. Kulüplerin mecraları bir deklarasyon merkezine dönüştü ve sürekli bir atışma var. Buna herkes dahil oluyor ve artık bu bir danışıklı dövüşe doğru evrildi. Çok uzun zamandır ne sahayı ne de kulübü ileriye nasıl götürürüz diye konuşamıyoruz. Artık şu şampiyonluk düğümü çözülsün de gerçeklerle yüzleşelim. İyi geçirdik dediğimiz Avrupa sezonunda sonra bile yine bir sonraki (2024-2025) sezon için Şampiyonlar Ligi katılımımızı ne garantileyebildik ne de sayıyı arttırabildik. Ama buradan negatif konuşmayı değil de pozitif konuşmayı arttırarak çıkabiliriz.

Haberin Devamı

Güzel şeyler de olmuyor değil, gözüme çarpan güzel haberleri buradan paylaşmaya özen gösteriyorum. İyiliği, olumlu şeyleri, paylaşarak çoğaltabiliriz. Bir örnek; geçtiğimiz günlerde Galatasaray Spor Kulübü, spor sektöründe çeşitlilik ve kapsayıcılık amacıyla “Kadın – Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” kurulmuş. Açıklamada dikkatimi çeken kısım ise; “Bu değerlerimizin önemli bir parçası olarak topluma karşı tüm iletişim ve aksiyonlarımızda cinsiyet, din, dil, etnik kimlik ve bunun gibi tüm alanlara bağlı ayırım yapmaksızın tüm dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği sunmaya devam edeceğiz. İnsanları kimlikleri ve kişisel özelliklerine göre değil, yetkinlikleri ve liyakatları üzerinden değerlendirmek konusunda daha da tavizsiz ve kararlı davranacağız.” Kadın – Erkek konusundan çok, yurtdışında çok uzun zamandır markaların ve kurumların gündeminde olan “diversity” yani toplumda çeşitliliği ön plana alan bir yaklaşıma vurgu yapılması. Komisyonun isminden farklı bir açıklama olsa da Galatasaray gibi topluma yön verebilecek büyük ölçekti STK’ların bu gibi konularda öncü ve yönlendirici olması, toplumun sosyal anlamda değişiminde büyük önemi var. Demokrasilerin en önemli aktörlerden biri de STK’lardır. Depremde de bunu çok net bir şekilde görmüştük. Tek bir noktada açıklamayı eksik buldum, böyle bir haberi paylaşırken en azından ilk eylem planını görmek isterdim. Sağlık olsun, böyle işleri anlatmaya ve desteklemeye devam.

Haberin Devamı

İkinci gözüme çarpan güzel bir gelişme de TFF’nin GoArt Metaverse ile duyurduğu iş birliği oldu. Tahminen deprem öncesi dijitalleşme kapsamında konuşulmaya başlanan proje, deprem sebebiyle bir yardım noktasına evrilmiş durumda. Proje kapsamında ilk olarak GoArt Metaverse platformu üzerinden 3D olarak tasarlanan bir sanal alan yaratıldı. GoArt Metaverse App'i içerisinde oluşturulmuş bu alanda TFF Müzesi, Omuz Omuza Sahası, 6 Şubat Anıtı, çevre düzenlemesi ve penaltı oyunundan oluşan sanal alanlar yer alacakmış. Bu sanal dünyadaki aktivasyonlardan elde edilecek gelirler de,
TFF'nin başlattığı 'Omuz Omuza Dayanışma ve Yardımlaşma Kampanyası' bünyesinde hayata geçirilen projeden elde edilecek gelirin tamamı depremzedeler için kullanılacakmış. Hem yeni nesil, hem de direkt doğru hedefe yönelik bu şahane işte emeği geçenleri tebrik ediyorum. Sadece tek bir çekincem var, o da metaverse vb. sanal dünya etkileşimleri pek başladığı ve istenildiği seviyede ilerlemiyor. Umarım artarak devam eder ve buradan da çok iyi bir miktarda bağış toplanır ve depremzedelerin hayatına olumlu bir anlamda katkısı olur.

Haberin Devamı

Futbolun sosyal anlamda gücünden, etki alanından birçok kez bahsetmiştim. Türkiye’de özellikle bu kadar önemli(!) ve gündem olabiliyorken, yukarıda bahsettiğimiz gibi fırsatlar ve işler çoğalmalı. Toplum olarak iyileşecek veya daha iyiye gideceksek, Türk toplumunun en geniş çaplı unsurlarından biri olan futbolu kullanmalıyız. Bu sene Fenerbahçe’nin sahaya tablet ile çıkardığı miniklerimizden, depremde takımlarımızın gösterdiği dayanışmaya, yukarıda bahsettiğimiz projeler gibi daha nice konuları burada yazmak, anlatabilmek dileğiyle…

YORUM YAZ