Kime Yarıyor?
Bundan tam 1 yıl 2 gün önce, belki de Türkiye tarihinin en yıkıcı afetlerinden birini yaşadık. Hatta en yıkıcısı demek yanlış olmaz. Öncelikle 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve maddi manevi etkilenen herkese bir kez daha geçmiş olsun. Seneler boyu izleri kalacak, taşınacak ve etkisini göreceğimiz bu hadiseyi bir daha ülkece asla yaşamamak dileğiyle.
Haberin Devamı ›
Tabii ki konumuz depremi konuşmak, o günlere kötü anlamda dönmek değil. Ama o dönemin bize kılavuz olabilecek bir dayanışma açığa çıkardığını hatırlamak. Spor camiası çok hızlı ve çok etkili bir şekilde hızlıca birleşmiş ve Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşları olarak sorumluluk almış ve en doğru şekilde yerini getirmişlerdi. Hala da devam ediyorlar. O zamanlar bu dayanışmanın, bu duygunun kaybolmaması gerektiğini yine buradan ifade etmiştik. Tabii Türkiye’de böyle duyguları tutmak ve barındırmak kolay olmuyor. Ben de romantik bir şekilde, bundan sonra el ele olunacağını düşünüp hayal etmemiştim ama en azından bir seviye daha, kamuoyu önünde kulüpler arası iletişimin daha makul olabileceğini düşünmüştüm. Fakat durum böyle olmadı. Geçtiğimiz sene de bir yarış vardı ancak bu sene rekabet ve tansiyon bambaşka bir boyut almış durumda. Eskiden yine böyle tansiyon yaratan açıklamaları eleştirirken başarısız olan yönetimlerin dikkati başka yöne çekme çabası olduğunu anlardık, bilirdik. Şimdi ise hem Galatasaray hem de Fenerbahçe kulüp tarihlerinin neredeyse en iyi sezonlarından birini geçirirken tansiyon hiç olmadığı kadar yükseldi. İki takımın da mental olarak durumu kabul etmeleri kolay değil. Normalde böyle bir performansla zamanında Fenerbahçe’nin Ersun Yanal ile yaptığı gibi sezonu Nisan belki Mart sonu bile bitirilebilirlerdi. Ama hep puan puana devam eden bir yarış var. Evet şampiyonluğu kaybedene çok yazık olacak ama spor tam olarak da bu demek, 1 tane kazanan olduğu için kazanmak değerli. Liverpool 97 puan toplayıp, 98 puanla City’e şampiyonluk verdiğinde büyüklüğünden bir şey mi eksildi? Teknik direktörü kötü mü oldu? Futbolcular beceriksiz mi ilan edildi? Bu sene yarış nasıl biterse bitsin iki takıma da sonuna kadar saygı duyulacak, duyulmalı da. Geçen haftalar da yazdım, bu yarışın tadını çıkarmak lazım, her zaman tanık edebileceğimiz bir sezon yaşamıyoruz. Saha içinde bu kadar yüksek rekabet varken, iki takım bu kadar kaliteliyken, bu yarışı saha dışına taşımak, saha dışındaki tartışmaları öne çıkarmak kime yarıyor?
Haberin Devamı ›
Sporun Zirve Belirleyicisi: ABD
La Liga kamera açıları, grafikleriyle ve hakem sistemiyle, Premier Lig yönetimi ve pazarlamasıyla, Almanya seyirci katılımı ve sürdürülebilir futbol modeliyle bölgesel örnekler ortaya koysa da Amerika sporun eğlencesi, inovasyonu ve pazarlaması anlamında sürekli çıtayı belirleyen ülke ve pazar konumunda. All-Star için yaptıkları işleri yazmıştım ama bu kadarını ana işi iletişim, etkinlik ve pazarlama olan biri için bile düşünmesi zor. NBA All-Star organizasyonunda tüm parkenin LED ekran olacağını ve dijital bir sahada maçın oynanacağını açıkladı. Yıllar içinde All-Star maçının ilgi çekiciliği maçın rekabet seviyesinin düşmesiyle problem olsa da bu sene zaten maç için yaptıkları dokunuşların yanına, görsel anlamda da bir inovasyon eklemişler. Merakla ve heyecanla bekliyoruz.