Halet-i Ruhiye

Abone Ol Google News

Normalde bu yazıyı Avrupa maçlarından sonra milli ara öncesi yazmak istiyordum ama Okan Hoca’nın açıklamalarına ve giderek bozulan iletişim kabiliyetlerine değinmeden geçemedim.  

Haberin Devamı

Maçlar kazanılır, kaybedilir. Kötü puanlar son anlarda bırakılabilir, mucizevi galibiyetler son anda alınabilir. Futbolu güzel yapan, bize izlettiren bu anlar zaten. Büyük takımları diğerlerinden ayıran bu gibi anlarda verdikleri tepkilerdir, bu anları nasıl karşıladıklarıdır. Fenerbahçe ve PAOK maçıyla yakaladığı havayı kaybeden, lig maçında kötü bir oyun ve hiçbir büyük takıma yakışmayacak şekilde evinde Kasımpaşa’ya 3-0’dan 3-3 yakalanarak minik bir mental düşüş yaşayan Galatasaray’ın hocasının böyle anlarda ne dediği, ne diyeceği çok önemlidir. Her şey yolundayken, güzelken herkes her şeyi yönetebilir. Ocak ayından bu yana bence Okan Buruk’la ilgili en büyük problem kötü sonuçlardaki maç sonu açıklamaları. Okan hoca ile alakalı çok yazdık çizdik ama esas gözlemlediğim şey iletişim konusunda inanılmaz geri gitmesi. İlk yarısında ligin çok üstünde olan iki forvet oyuncusu ve hatta belki Avrupa’nın sayılı forvet hatlarından birine sahip olmanın getirdiği lüks ile 3-0 öne geçilen, sonrasında şut bile çekilemeyen ve bağıra bağıra gelen bir beraberlik, belki de yenilgi olabilecek bir maçtan sonra çıkıp fikstür demek önce Okan Buruk’a sonra da Galatasaray hocasına hiç yakışmıyor. Hedefini kurulurken bile “Türk olmayan takımları yenmek” olarak koyan bir camia için Avrupa standartlarında ve sıklığında maç yapmak bir bahane olmamalı. Kaldı ki Avrupa’da Çarşamba günü iç saha maçı oynayan birçok kulüp Galatasaray ile ya aynı gün maç yaptı ya da deplasmana gitti. Daha önce burada da yazdım, Beşiktaş’ın çok adaletsiz fikstürü var, acilen değişmeli diye. O zaman Beşiktaş ne yapsın, Federasyonu protesto mu etsin? Hayır,  çıkıp topunu oynuyorlar ve bahane üretmiyorlar. Kusura bakma Okan hocam ama sen böyle dersen sonra da Ajax deplasmanından dönüp Kayseri’yi 3’leyen Beşiktaş kulübü de sana lafını söyler. İşin en üzücü tarafı bu sene başlayalı daha 2 ay oldu, biz şimdiden stat bahanesi, fazla hazırlandık bahanesi gibi akla mantığa sığmayacak şeyler duyduk. Umarım Okan Hoca sonucu fikstüre, hakemlere bağlamadan ikinci yarı neden şut çekilemediği veya Kerem Demirbay, Jelert gibi isimler performansı üzerinden analiz ediyordur. Yoksa burada daha çok yazacağımız orijinal bahaneler duyacakmışız gibi geliyor. Okan hoca ne kadar başarılı bir hoca olduğunu, bunların hiçbirine ihtiyacı olmadığını, futbolun içinde her sonucun olduğunu zaten hepimizden fersah fersah iyi biliyor, eminim kendi içinde her muhakemeyi yapıyordur. Ama bunları biraz da taraftar ve kamuoyu görmeli, duymalı. Sorumluluğu üstleniyorum diyip, federasyona, yayıncı kuruluşa ya da hakemlere söylenmek ne geliştirir ne de ilerletir. Çok yakınlarda bunların örneklerini gördük, görüyoruz… Bu tutan bir yöntem değil. Okan hocanın halet-i ruhiyesi umarım bir an önce düzelir ve tamamen sahaya odaklanır.   

Haberin Devamı
YORUM YAZ