Dağ Fare Doğurdu

Haftalardır konuşulan, beklenen derbi, hepimizin hayatından başıyla sonuyla 2 saat çaldı desek yalan olmaz. İki korkak hoca, gergin tribünler, hata yapmaktan korkan futbolcular… Futbol kalitesi çok düşük, mücadele ve fizik gücü de fena olmayan bir maç izledik. Aslında hafta başından beraberliği kendi açımdan garanti görüyordum ama bu kadar kısır futbolu kimse tahmin edemezdi. Ligin gerginliğinin geldiği boyut, kaybedenin çok zor duruma düşeceği maçta kısmen anlaşılabilir diyelim ve geçelim. Ama bu kadrolara, bu hocalara, bu statlara, taraftarlara bu futbol yakışmıyor. En önemli vitrin maçımızda, 5 kıtada, 100’den fazla ülkede bu maç yayınlanıyorken çok daha iyi bir ürün sunmamız gerekirdi. Olması gerekenlerden bahsettikten sonra gerçekte neler olduğuna bir göz atalım.
Haberin Devamı ›
Okan Buruk yönetimindeki Galatasaray en aciz, en kötü derbi maçını oynadı. Galatasaray takımı evinde hiçbir derbiyi korner atmadan, rakip cezasına 7 kez girerek, 1 tane cılız isabetli şut ile bitiremez. Okan Buruk’un skandal maç sonu açıklamalarını da tamamen bunu örtmeye çalışmak ile bağdaştırıyorum. Avrupa rezaletinden sonra taraftarla barışma şansını çöpe attığın yetmiyormuş gibi, hakeme şu maçtan sonra bu kadar yüklenmek Okan Buruk’un içinde bulunduğu buhranı net bir şekilde gözler önüne seriyor. Hakem eleştirilerini adrenaline bağlasak bile, Mourinho ne kadar çirkin açıklamalar yapmış olursa olsun, basın toplantısında Galatasaray teknik direktörüne yakışmayan cümleler kurmamalı. Okan Buruk’un mental durumu aynı oyun gibi alarm veriyor.
Haberin Devamı ›
Mourinho ise kazanmak için oynadık dedi fakat Fenerbahçe de maçın kendi açılarından önemine göre cesaret anlamında çok geride kaldı diye düşünüyorum. Talisca hariç yapılan her hamle temkinliydi. Talisca’yı da sahaya atmak için cesaret hapı almaya gerek yok. Djiku’nun korner pozisyonu ve Fred’in Abdülkerim’in hatasından doğan pozisyon hariç maçta heyecanlanacak hiçbir şey olmadı. Maçta kazanmaya yakın taraf tabi ki Fenerbahçe’ydi ve dün top biraz sevse belki olabilirdi. Ama Fenerbahçe’nin kazanmaya geldiğini ve öyle oynadığını kesinlikle düşünmüyorum.
Gelelim maç sonuna… Sonda söyleyeceğimi hemen söyleyeyim; Mourinho’nun ırkıçılık yaptığını düşünmüyorum. Fakat, önce stada orman demek, sonra da yedek kulübesi maymunlar gibi zıpladı demek dünyanın her yerinde çok büyük saygısızlık ve terbiyesizliktir. Böyle bir hadsizliğin geleceği sezon başından beri belliydi. Mourinho’nun sene başından beri yaptığı ve bugüne kadar gelen nezaketsizliklerine hiç ses çıkmadığı için bugün bu seviyesizlik yaşandı. Ama’sız karşısında durmak lazım. Her şeyin bir sınırı var.
Hakemin yabancı olması ise, maçın tek güzel yanıydı. Futbolcular tabiri caizse kediye dönmüş bir şekilde, müthiş bir saygıyla hakeme yaklaştılar. Maça tesir edecek hiçbir hata yapmadı, 5-6 tane tartışmalı faul kararı var ama o da olur. Dünkü maçı bir de Türk hakemlerinin yönettiğini gerçekten düşünemiyorum. Maalesef burada Mourinho’ya hak vermek durumundayım. Bunu Vincic’in yanında Kadir Sağlam’a söylemek yanlıştır, fakat maalesef fark çok net görüldü. Bundan sonra derbilerin ve düşme hattı için son 5 haftanın yabancı hakemler tarafından yönetilmesi şarttır, elzemdir, aksi adaletsizlik olur.
Haberin Devamı ›
Son olarak maç sonu gördüğüm bir görüntü beni çok yaraladı. Maç sonunda orta sahanın çizgisine polis koridoru…Ne oldu bize? Nasıl bu hale geldik? Sınırlandırılması gereken hayvanlar mıyız biz? Maç sonunda sakin duramayacak vahşi yaratıklar mıyız? O görsel bir utanç tablosudur. Ülkenin sosyolojik ve psikolojik olarak geldiği durumu, futbolumuzun geldiği rezilliği daha net anlatan başka bir görsel daha bulamayız.
Okan Buruk maçtan sonra kendi yetersizliğini örtmek için hakeme, Mourinho maçtan sonra kendi cesaretsizliğini örtmek için Galatasaray teknik heyetine, Acun Ilıcalı Galatasaray’a, Eray Yazgan Mourinho’ya… Herkes birilerine sallıyor. Dönüp cesurca, sorumluluk alabilen çıkmadıkça devam eder durur bu tatava. Çünkü mevzu her zaman üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek….