Avrupa Aynası

Abone Ol Google News

Bu hafta Avrupa turnesinde, ligimizle ve takımlarımızla bir kez daha dev bir aynayla karşı karşıya geldik. Tabi 4 takımımızın oynadığı bir tane maçı hepsinden ayırmak gerekir. Hem Başakşehir, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a haksızlık olmaması hem de Galatasaray’ın bence tarihine geçen rezilliği net ortaya koymak adına; RFS’ye puan vermeyi hiçbir sonuçla bir tutamayız. Rotasyon maçı olarak belirlenen ve yine büyük hüsranla tamamlanan Kasımpaşa maçından sonra RFS deplasmanına elindeki oyunculara göre tam kadro çıkan Galatasaray, 2-0 öne geçtiği maçta, gerçek anlamda bir köy takımı olan RFS’ye 2 puan bırakarak hem ilk 8 yolunda sahip olduğu acayip bir avantajı kaybetti hem de sezonun geneli için facia kredisini çok erken tüketmiş oldu.

Haberin Devamı

Maçı konuşmanın hiçbir manası yok. Galatasaray’ın yedek takımıyla çıksa yenmesi gereken bir maçta puan kaybetti. Artık şunu net bir şekilde söyleyebiliriz; Galatasaray’da ciddi bir konsantrasyon ve rehavet problemi var. Bunun en temelinde de yönetim ve
teknik heyetin sorumluluğu var. Özellikle 55’te 2-2 olduktan sonra neredeyse pozisyon üretememek çok ciddi bir alarm. Bunların hepsinin kazanılan Fener ve PAOK maçlarında sonra “gerekli ama yeterli değil” başlıklı yazıda belirtmiştim. Savunması büyük alarm veriyordu Galatasaray’ın ve dün akşam RFS gibi bir takımdan 2 gol yiyerek bunu resmen ilan etmiş oldu. Tüm takımlar artık bu zaafın net bir şekilde farkında ve buna çözüm bulunmazsa Okan Buruk’u çok zor günler bekliyor. Hoş gerçi çözüm bulunacak çok sorun var ama her şeyden önce bence, birinci sırada Okan Buruk’un maç sonu açıklamaları geliyor. Belki de artık konuşmamalı çünkü RFS gibi bir takıma puan kaybettikten sonra, Osimhen’i anıyorsanız bazı şeylerin çözümsüz ve geri dönülemez şekilde tamir edilemeyeceğini düşünmeye başlarsınız. Okan Buruk için artık her maç bir sınav, her maç kendini kanıtlama mücadelesi. Durumun bu hale gelmesinde Türk futbolunun toksik eleştiri ortamının katkısından daha çok, Okan Buruk’un performansının ve açıklamalarının payı var. Kimse kusura bakmasın ama Galatasaray’sanız 3-0’dan geriye gelen rakibinize karşı ikinci yarı şut çekemeden maç
bitirip sonra köy takımına 2-0’dan puan veremezsiniz.

Haberin Devamı

Şimdi geçelim biraz daha açıklanabilir ve anlaşılabilir aynaya… Rapid Wien’in Trabzonspor’dan sonra Başakşehir’e de bu kadar üstünlük kurması, Fenerbahçe’nin Hollanda’nın ortalama bir takımına zorlanması ve puan bırakması, Beşiktaş’ın evinde Frankurt’a direnememesi... Hemen belirtmek lazım ki Beşiktaş’ı dün top biraz sevseydi daha farklı olabilirdi. Ama buradaki kritik nokta şu, biz kendimize kupa, final gibi hedefler koysak da sanki artık gerçek rakiplerimizin kim olduğunu kabul edip ona göre yapılanma kurma vakti geldi de geçiyor. Biz Şampiyonlar Ligi’nde boy gösteremeyeceksek, iyi ki bu sene katılmamışız diyeceksek, Frankfurtlara, Twente’lere zorlanacaksak, RFS’lere puan vereceksek, biz niye dünya yıldızları getiriyoruz ve bu kadar para döküyoruz. Yapılanalım, bu ülkenin gençlerine ve yurtdışından gençlere şans verelim. Yetiştirici olalım, en azından gerçekçi hedeflerimiz ve destekleyeceğimiz, umut bağlayacağımız gençlerimiz olur.

Haberin Devamı
YORUM YAZ