Maç değil yürek sızısı!
Biliyorduk Beşiktaş ilk devreleri oynamıyor ya da doğrusu oynayamıyordu ama bu kadar “oynayamama” aşırıya kaçtı! Sahi 22 milyon euro üzerinde bonservis ödeyip iki özel oyuncu alan takım bu muydu ve bu takım antrenman yapıyor muydu? Bunu kanıtlayacak en küçük bir emareye rast gelen olmamıştır sanırım. Deniyordu ki, “Beşiktaş kontratak oynamaz”! Deniyordu ki, “Sahamızda hiçbir takım bizden fazla koşamaz”! Dendi de dendi… Neticede oyunsuz geçen ilk devre “iç sıkıntısı” daha da ötesi “büyük bir sızı” olarak geçip gitti.
Haberin Devamı ›
Şöyle düşünelim…
İkinci devre başlar başlamaz kornerden gelen pası Rashica ortaladı! Maç başından bu yana Beşiktaş 14 ortanın sadece birinde isabet sağladığından olsa gerek tüm Konya savunması uyudu! Nihayet topa vurup vurmadığını belirleyemediğimiz Semih kafayı uzattı da tribündekiler dahil hepimiz uyandık. Devamı sadece top kapmaya çalışma, kapılan topu şut mesafesine taşıma ve şut atma olarak geçip gitti. Şimdi şöyle düşünelim… Konya düşmemeye Beşiktaş Avrupa’ya gitmeye uğraşıyordu. “İki takım arasındaki 7 farkı bulun” deseler skoru ihmal ederek neleri sıralardınız acaba? Bu ülkede bir maç bu oyunsuzlukla oynanıp üstelik biri de kazanırken bir yandan da “yayın ihalesi”nden gelecek paraları hesap edenler var. Üstelik Beşiktaş gibi üretemediği parayı hesapsızca savuran onca takım kimsenin gözüne değmezken!..