Bitmeyen gerginlik gereksiz acelecilik
Fenerbahçe iklimi propaganda sıcağında kavrulurken alınacak her karar bıçak sırtı olacaktı. Zemine slogan yazmak... Tribüne ‘Gurur’ germek! Sahaya ‘Kahramanları’ göndermek! Ve onlardan biri, Livakovic yerine kaleye konulan İrfan Can Eğribayat maçı dengeye getiren hatayı yaptı! Yani sakin olmak yerine gerginlik modundaydı Fenerbahçe. Yine de maç onların hükmü altında ilerliyor görünümündeydi. Bizim ülkede futbol kendi kaçırdıklarının sayısal çokluğuyla ölçülür malum! İlk devre boyunca evet baskındı Fenerbahçe ama rakip Demirspor tıpkı bir gece önceki Hatay’ın Galatasaray karşısında yakaladığı çıkışları yakalayıp durdu. Yani kazanırken de sorunları vardı Fenerbahçe oyununun. Ancak kanımca temel sorun oyundan daha fazla kulüp anlayışındaydı. Başkandan teknik direktöre kadar tüm yetkililerin ağız birliği etmişçesine ‘Haklarının yendiği’ temasını işlediği bir yerde futbolcuların maça ve olumlu sonuca ikna edilmeleri zor olacaktı elbette. Olumlu gayret gözle görülür gerginlik tarafından emiliyordu adeta. Bir an önce gol atıp rahatlamak için gözle görülür bir acelecilik vardı oyuncularda.
Haberin Devamı ›
Ülke ortalamasının üzerinde...
Haberin Devamı ›
Birçok şut denemesinde daha uygun oyuncular varken çoğunlukla kaleyi yoklayıp durdular bu nedenle. Baskıları gol getirecekti belki ancak yedikleri ikinci gol gibi savunma yerleşimindeki hatalarını da ‘Not etmeleri gerekir’! Bu denli propaganda ortamında yanlışları olsa da temposu, heyecanı, arayışı, gayretiyle ülke ortalamasının üzerinde bir maç izledik. Anlaşılıyor ki, bu sular bu sene kolay durulacak gibi değil. Gelecek senelerde de pek mümkün görünmüyor. Ligin sadeleşip, küresel ölçüde bir ortalamayı yakalaması için çok çaba sarf etmek gerekiyor ancak bu çabayı gösterecek entelektüel ortamın oluşabilmesi için atmosferi temizlemek şart. Ve bu öyle ya da böyle gerçekleşecek!