“Genç olsa kim bilir neler yapar?” diye yıllarca konuşuldu. Ama Nwakaeme, tüm ezberleri bozan bir performansla döndü. Yaş, kondisyon, maç eksiği...
Fenerbahçe'nin deplasmandaki Sivasspor maçları genellikle çok zor geçiyor. Dün akşam da bir türlü maçın belli bölümleri dışında üstünlüğü eline geçiremedi sarı lacivertliler. Üstünlük kurmak bir yana Livakoviç devre biterken kalesinde devleşmese soyunma odasına daha farklı bir skorla bile giderdi Fenerbahçe.
Mourinho fazla maceraya girmemiş, Trabzonspor maçının başarılı ilk 11’ini 2 değişikle sahaya sürmüştü. Sahada beklediğimiz oyun vardı. Sivasspor topu rakibe vermiş, tam takım kendi alanında savunma yapıyor, ani atak kovalıyordu. Bu ataklarda da en büyük silahı Manaj idi. Fenerbahçe çok adamla savunma yapan rakibini kolay çözemedi. Geniş alanlar bulamayan Osayi, Tadiç, SaintMaximin, Talisca karşı kaleye gitmekte zorlandılar.
Fenerbahçe, devre arasında Talisca’yı aldığında Beşiktaş’tan gittiği günden 7 yaş daha yaşlanmış, iki aydır resmi maç oynamamıştı. Ne var ki, Fenerbahçe’deki ilk bir ayının iyi geçtiğini söylemek de zor. Brezilyalı forvet, geçen hafta Trabzon maçını tek başına domine ettikten sonra dün gece de Sivas deplasmanında Mourinho’nun kurtarıcısı oldu.
Karlı bir Sivas akşamında Jose Mourinho yine Fenerbahçe'yi az da olsa değiştirerek sahaya sürdü.
Futbol tuhaf bir oyun! Çok para harcayıp, onca borca onca tanınır oyuncuya, küresel tanınır bir teknik adamı olan bir takım bile kümede kalmaya çalışan takım karşısında sıradan bir ilk devre oynayabiliyor. Fenerbahçe özellikle son maçlara doğru ikinci devreleri ilkine göre öyle ya da böyle daha işler hale getirmeyi başarıyor. Devre başındaki kısa süreli baskıdan çıkamayan Sivasspor savunması Maximin’in hareketliliği karşısında şaşkına dönünce Dusan Tadiç de golü boş kaleye attı
40'ta Fenerbahçe’nin Talisca’yla serbest vuruştan bulduğu gol öncesi hakemin faul kararı doğruydu. 54. dakikada hakemin Fenerbahçe’nin penaltısını atladığını düşünüyorum.
Bir gece önce Samsun’daki ilk devreyi andıran tempodaki iki takım ‘’gol beklentisi’’ni yükseltemedi ancak gol için çaba ve arayış içindeydiler.
Beşiktaş, kazanmayı unuttu.
Her iki takım da mutlak kazanmak zorunda. Bulundukları yer, streslerini her hafta artırıyor. Bu baskı oyunlarına da yansıyor ve bu maçta da en büyük sınavları olacak. Hedef, kazanıp tehlikeli bölgeden uzaklaşmak. Ancak kazanamayacaklarını hissettikleri anda kaybetmeme psikolojisi devreye girecek. Komşu iki şehrin takımı, maç boyunca yalnızca birbirleriyle değil, stresle de mücadele edecek.