Kalp değil beyin kazandı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kestirmeden söyleyeyim, Dünya Kupası'nı hak eden takım kazandı. Löw, Almanya'yı EURO 2012'den sonra kısmen dönüştürmeye başlamış, mart ayından itibaren de pas takımı haline getirmeye çalıştı, Brezilya'da amacına ulaştı. Dünya üzerindeki her alanda gösterdikleri disiplinleriyle nam salmış Almanların pas oyununu da makina düzeninde oynamasına şaşırmamak gerek herhalde.
Arjantin ise dünyanın önemli bir bölümünde Messi'den dolayı kendine hatırı sayılır bir taraftar desteği bulmuşsa da üstün Alman disiplinine karşı şanslarının yüksek olmadığını düşünen hatırı sayılır bir kitle vardı.

Kramer Kramer'e karşı

Bir futbolcunun hayatında yaşayabileceği en önemli andır herhalde Dünya Kupası'nda final oynamak. Khedira sakatlandığı için son anda finalde forma şansı bulduğunda sanırım Kramer de içinden, 'İşte bu' diye haykırmıştır. Fakat kaderin cilvesi, henüz 16. dakikada Garay'ın sert omuz darbesiyle kamyon çarpmışa döndüğünde kendisiyle imtihanı başladı Kramer'in. Doktorların müdahalesi sonrası devam edemeyeceği çok belliydi şuursuz bakışlarından. Fakat o içindeki Kramer'i dinliyordu ve torunlarına anlatacağı Dünya Kupası finalinden mahrum kalmak istemiyordu. Kalbinin sesini dinledi, devam etti. Bir depar yaptı, iki adam kovaladı sonra yığıldı. Oysa ki, Cristoph Kramer geçen sezon M.Gladbach formasıyla maç başına 12 bin 600 metre koşarak Bundesliga'nın en çok mesafe kateden ilk 3 oyuncusundan biri olmuştu. Kısmet değilmiş. Kramer-Schürle değişikliğiyle Löw, Mesut'u 10 numaraya forvet arkasına çekti, Almanya'yı turnuva öncesi ayarlarına yani 4-2-3-1'e döndürdü.

Messi'nin oyunu değildi

Turnuvada tek adamlı sisteme dayalı iki takım vardı, birisi Ronaldo'nun Portekiz'i diğeri de Messi'nin Arjantin'i. Arjantin yarı finale kadar topu rakibine bırakmayarak Messi'ye uygun bir oyun oynadı. Yarı finalde Hollanda'yı elemelerine rağmen Messi'nin alışık olduğu düzenin dışına çıktılar. Bu onlar için en büyük tehlikeydi. Finalde de Messi'nin oyununu sergilemedi Arjantin. Topu Almanya'ya bıraktılar, karşılarına dikildiler. İlk 25. dakika dolduğunda Almanlar % 67-33 topa sahipti ve Messi sadece 1 kez driplingle Alman kalesine doğru hareketlenebilmişti. Kramer-Kros-Scweinsteiger'in orta yay üstünlüğü Messi'ye top geçişlerini bıçak gibi kestiği gibi onun olası bir driplingi başlamadan bitiyordu.

Higuain nasıl faul yaptı?

Finalin dönüm noktası sanırım 56'da İtalyan hakem Rizzoli'nin Higuain-Neuer çarpışmasında penaltı yerine Almanya lehine verdiği faul kararıydı. Kaleci Neuer kontrollü bir şekilde Higuain'e doğru koşarak diziyle net faul yapıyor. Kararın doğrusu penaltı ve sarı kart olmalıydı ama Rizzoli akıl almaz şekilde Higuain'in faul yaptığına hükmetti. Cüneyt Çakır'ın Dünya Kupası performansını gördükten sonra Rizzoli'ninki vasat kalıyor.

YORUM YAZ