Bu olmaz hocam
A Ligi’ne yükselmek için tüm şartlar bizim lehimizeyken galibiyeti bıraktık beraberlik bile Galler’in sonucuna göre yetecekken dünyanın en kötü zeminlerinden birinde Karadağ mağlup olmayı başardık. Aslında sakarlıklar silsilesi Kayseri’de oynanan Galler maçının son dakikasında kaçan penaltıyla başlamıştı. Üç gün önce iyi oynayıp pozisyonlara girip üstüne bir de penaltı kaçırdıktan sonra gruptan lider çıkmak için favori bizdik. Montella, Milli Takımımız’ı santrforsuz bir oyunla buralara kadar getirdi. Ne var ki santrforla hatta santrforlarla oynaması gereken belki de tek maç buydu. Yıl olmuş 2024 ama Karadağ‘da öyle bir zemin vardı ki 1980’lerde bile eşine az rastlanır cinstendi. Topu yere indirmenin pas yapmanın eziyete döndüğü bir zemin. Böylesi bir Çamur deryasında santrforsuz maça başlamak, bu tercihin çalışmadığını ilk 45 dakikada görememek, oyunun son dakikalarına kadar bu oyunda ısrar etmek, topun zıplamadığı zeminde Kerem’e sürekli yüksek orta yapmak Montella‘nın bir yıllık serüveninde belki de en büyük hatasıydı.
Haberin Devamı ›
Bir çuval incir...
Haberin Devamı ›
Milli Takımımız’ın çeşitli dönemlerde çok iyi jenerasyonlara sahip olduğunu biliyoruz. Şimdiki jenerasyonumuzda tarihimizin iyilerinden biri olarak kabul görüyor. Bazen şartlara göre hareket etmek ve şekil almak en büyük antrenörlük gösterisi olabiliyor. Karadağlılar yetenek fakiri ama fizik zengini bir takım. Milli Takımımız’ın sahadaki 11’i resmen basketbol takımına karşı havadan hücum etmeye çalışarak bir nevi Don Kişot’un Yeldeğirmeni‘ne karşı savaşını veriyordu. Montella’nın bu zeminde bu kadar kötü bir oyun seçmesi, her şey çok erken dakikalarda ayan beyan ortaya çıkmış olmasına rağmen bu oyundan vazgeçmemesi bir çuval incirin berbat olmasına yol açtı.