Noblesse oblige (Asalet mecbur kılar)
Galatasaray’ı en güzel ifade eden fransızca deyimdir; asillerin soylu davranması gerektiğini kısa yoldan anlatır.
Haberin Devamı ›
Bu sözü Galatasaray’da son yaşananlara uyarlayıp beyin jimnastiği yaparsak...
Seçilmeden önce bol keseden sallamana rağmen başka bir gelir kaynağı bulmaktan aciz olduğun için, dükkanı döndürebilmek adına genç yeteneğini hocan istememesine rağmen satıyorsun. Hocan da sana kibarca, “Satma dedim ama dinlemediler. Normalde istifa etmem gerekirdi ama taraftara onları bırakmayacağıma dair söz verdim” diyor.
Bu hikayede Fatih Terim ne kadar asil davranıyorsa yönetim de tam tersi davranıyor!
Asalet odanın kapısının önüne kırmızı halı sermek, kamera tertibatı kurmak, nöbetçi dikmekle olmuyor maalesef. Tarihin en beceriksiz yönetimine ‘Asil bir istifa’ tavsiye ediyorum. Marttaki mali genel kurulda ibrasızlıkla gitmekten daha şereflidir istifa seçeneği. En beterinden de beter çıktığınız için üyelerin kafasında, “Yerine kim gelir” endişesi de yok. Nasıl olsa halefiniz sizden daha beceriksiz olamaz!
Haberin Devamı ›
Nereyi tutsan dökülüyor
Yeni üyelere teker teker soralım nasıl üye olabildiklerini, kimleri tanıdıklarını, hayırlı bir iş için kimleri araya soktuklarını. Üyeler hiç bu dönemki kadar arkadaş, akraba, siyasi yakınlık, hatta yalakalıkla seçilmemişti. Bıraktım üyeleri bu kulübün yelken takımında şimdiye kadar para ile sporcu yer almamıştı. Velisi 6 bin 500 lira bağış yaptı diye takımı haketmeyen bir çocuk şu anda yelken takımının sporcusu. Bunun hatır gönül ilşkisiyle olanı da var. İşin organizatörü de veteranların aidatlarına zam yaptı diye görevinden kovuldu. Galatasaray hiç bu kadar avamlaşmamıştı. Değişimin iyisi makbuldür Sayın Başkanım, ne yazık ki siz Galatasaray’ı değiştireceğim derken ucuzlatıverdiniz!
Son bir tavsiye... Transferin son günlerinde panikle ıskarta bir transfer yapmayın. Hiç olmazsa miras yiyerek elde ettiğiniz 2 milyon 900 bin liralık dönem kârını kediye yüklememiş olursunuz.
Türkiyedir Galatasaray!
Galatasaray’da işler iyi gitmiyor, memlekette de. Nohutun kilosunu köylü 2 liraya satamıyor, biz marketten 24 liraya alıyoruz. Aynı kulübünde yıllığı 300 bin lira olan vasat stoperin 3 büyüklere gelirken kapıyı milyon eurodan açması gibi.
Antalya’da fırtınada seralar zarar görüyor, 6 saat sonra pazarda fiyatlar artıyor. Arkasından da dedikodusu geliyor, “Ürünler mahvoldu, fiyatlar katlanacak”. Sayın Cumhurbaşkanım futbol kulüplerini kurtarmayı boşverip şu kabzımallar derneğine bir çay içmeye gitseniz de millet bir nefes alsa!