Çok ama çok değerli
Türk Futbol tarihinin en anlamlı maçına çıktık dün. Tribünlerdeki birlik mesajı, yinelenen destek çağrısı, acıların paylaşılması inanılmazdı.Deprem felaketinin acısını en derinden hisseden milyonların tercümanı oldu Akyazı’daki taraftarlar. Böyle bir günde oynanan futbol da, kazanmak veya kaybetmek de hiç önemli değildi. Maksat, futbolun birleştirici ve iyileştirici gücünü bir nebze olsun göstermek, ‘Biz biriz’ demekti. Dedik de. Hem de en yüksek sesle... Maç boyunca tribünlerden yapılan her tezahüratta tüylerimiz diken diken oldu, kuşkusuz hepimizin gözleri doldu. Bu atmosferde futbolcularımızın yüzde yüzüyle saha içine odaklanması da elbette zordu. Sadece futbolcular için değil taraftarlar için de öyle... 11 gündür yaşanan acılar, her şeye rağmen ayakta kalma çabası futbola reaksiyon gösterebilmeyi unutturmuştu sanki. Basel’in son derece doğru yerleşimi ve bununla beraber etkili hücum setleri zaman zaman yüreğimizi de ağzımıza getirdi.
Haberin Devamı ›
Yüreğinize sağlık
İkinci yarının başından itibaren ise tam manasıyla oyuna, futbola, hücuma döndük adeta. Tribünlerin de coşkusuyla ‘gol geliyorum’ diyordu. Öyle de oldu. Etkili ataklar, Larsen’in 65’teki golüyle tabelaya yansırken farkı artırabileceğimiz fırsatlar da peş peşe geldi. Hücumun hem merkezinde hem yönlendirilmesinde çok aktif rol üstlenen Maxi’nin kılpayı ofsayda kurban giden golü onun da özgüvenini yakalaması için önemliydi. Sahanın her yerinde kontrolü elinde tutan Trabzonspor, küçücük bir teselliye dahi çok ihtiyacımız olan gecede içimizi ısıttı. Sosyal medyada AFAD çadırlarından paylaşılan fotoğraflar bu galibiyetin, bu gecenin, bu kardeşliğin ve birlikteliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Emeği geçen herkesin yüreğine sağlık.