Perşembelerin gelişi...
Birbirinin benzeri yazılar yazdıran bir Trabzonspor izliyoruz. Özellikle tercih ettiğiniz oyuncuların özellikleri, oyun karakterinizin ne olacağına dair ipuçları da verir maç evvelinde. Trabzonspor, Rapid Wien karşısında Ozan-Okay-Lundstram üçlüsüyle orta sahasını şekillendirince oyuna dair beklentiler “yine aynısı olacak” dedirtmişti. Koca bir ilk yarı yine heba edilirken gol beklentisi 0.01 düzeyinde kaldı. Orta sahası ağır, benzer özelliklerde oyuncularla kurulunca hücum bağlantıları da adeta Allah’a kaldı. Abdullah Avcı gergin, çözüm üretmekte zorlanıyor, denemeleri hiçbir şeye çare olmamaya devam ediyor. Trabzonspor çok benzer maçlar oyunuyor, kendini tekrar ediyor, hücum isteyen taraftar aradığını bir türlü bulamıyor. Hoca açık açık destek istiyor. Ancak kendi oyunu onu desteklemiyor. Uğurcan Çakır’ın tek kişilik resitalleriyle geçen resmi maçlar; oyuna ve oyun anlayışına dair de çok şey anlatmaya devam ediyor...
Haberin Devamı ›
Hasret kalmış...
Trabzonspor geriye oynayarak, geriye doğru ivmelenmeye devam ediyor. Birbiriyle kopuk bek ve kanatlar, birbiriyle uyumsuz orta saha oyuncuları, özetle sanki birlikte hiç idman yapmamış kocaman bir oyuncu grubu izliyoruz… Herkes bekliyor adeta, duruyor resmen… Ve bunun tam karşısında; mükemmel futbol oynayan, futbol dersi veren, tamamen tersi özellikte bir Rapid Wien takımı izledik yine. Futbol bu kadar zor bir oyun mudur bilemiyorum… Ancak uzun zamandır Trabzonspor taraftarı gol pozisyonu, pozisyon zenginliğine hasret kalmış durumda. Takım hem geri oynuyor, hem de gerisin geri gidiyor. Olmuyor hocam. Yine olmuyor…