Bizim insanımız Avrupa’yı da izliyor!
Daha birkaç gün önce Avrupa maçları izleyince, ligimizin atmosferine dönmemiz zorlaşıyor. Sürekli düdük çalınan, ikili mücadelelerin düşen tarafının mutlaka kazanım elde ettiği bir başka lig var mı onu da bilemiyorum. İzlerken bizlerin bile oyunda kalmasının zorlaştırıldığı bir karşılaşmada oyuncuların oyunda kalması, oyuna dönmesini takdir etmek lazım. Hakem kalitemiz çok düşük. Standartlar evlere şenlik. Daha maçın başları sayılabilecek bir bölümde öne geçen Trabzonspor, o dakikadan sonra gücü nispetin gayet iyi idare ederken, neredeyse temas olup olmadığı bile şüpheli bir pozisyonda çabucak verilen bir penaltının mağduru edildi. ‘VAR bu pozisyonlara müdahale edemiyor’ yerleşik sözüyle de güvence altına alınan bu tip pozisyonlar oyunun momentumunu da tamamen değiştirmiş oluyor. Dün de böyle oldu. Elbette gamsız görüntüsüyle de bilinen Banza’nın uygun pozisyonda Draguş’a topu dürtmesi de oyunda momentumu Trabzonspor lehine bitirebilirdi. Hakemin ikinci sarıdan verdiği kırmızı kartın sonrasında oyunun bu kadar durmasına nasıl izin verdiğini de konuşmak gerekiyor.
Haberin Devamı ›
Kaç kez tekrar edebilirim?
Haberin Devamı ›
Arkadaşlar bu ülke insanı Avrupa maçları da izliyor. Oyun bu kadar durmuyor. Fauller bu kadar kolay çalınmıyor. Richard’ın Hüseyin’e yaptığı hareketin karşılığı verilmediği gibi, maçın ondan sonraki kısa seyrinde bile tonlarca gereksiz aksiyon izlemiş olduk. Dünkü Trabzonspor’un kazanamamasının sebeplerini bunlara mı bağlıyorsun diyebilirsiniz. Zaten bir kaosun içinden çıkmaya çalışıyorken, bu olanların en iyi kadroları bile yerle bir ettiği bir ligden bahsediyorsak; evet, mağlubiyeti biraz da buraya bağlıyorum. Yoksa, kadro mühendisliğinin baştan sınıfta kaldığını kaç kez tekrar edebilirim ki?