Üçlükbahçe ve zafer…
Dün gecenin Fenerbahçe’si için ‘ÜÇLÜKBAHÇE’ demek yanlış olmaz. İki yumurtayı tokuşturduğunuzda, kırılacak olan bir süre direnir ya! Anadolu Efes’in vaziyeti de farklı değildi. İlk periyotta direndi ama sonra Fenerbahçe hem attı, hem de zafere doğru gitti. İki galibiyeti üst üste kazanma mücadelesinde, hele hele Euro Lig podyumunda; rakip sahada üçlük bombardımanı ile kazanmanın adı ‘zafer’ değil de ne?
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe’de en belirgin nüans; savunmada ve hücumda, son derece kararlı gözle görülür şiddette azimliydi. Anadolu Efes ise beklenen veya olması gereken performansı, oyunun hiçbir bölümünde örnekleyemedi. Açıkçası Fenerbahçeli oyuncular, bu şansı genellikle tanımadı. İlk periyotta izlenen ev sahibi etkinliği, daha sonra bitti. Fark 15 sayılara kadar gitti. Son periyotta izlenen ev sahibi etkinlikleri de ümitlenme ve teselliden öteye geçemedi. Guduriç’in üçlüsü ise, bence maçı bitirdi.
Neden üçlük bahçe ? Şu detay size sebebi izah eder diye düşünüyorum. Anadolu Efes ilk üçlük bulduğunda, skor tabelasında Fenerbahçe adına sadece, 3’lüklerden kazanılmış tam 27 sayı vardı. Bu fark kazanmanın şifresi değilse, nedir?
Haberin Devamı ›
Müsabaka 74-74 berabere duruma geldiğinde dahi, Fenerbahçe asla telaş etmedi. O kritik anlarda Anadolu Efes’in tereddütü, Guduric’in ise oyun başından itibaren izlenen özgüvenli atışı ile neyin ne olacağı belirlendi.
Fenerbahçe; dişli rakibi sayı mesafesini kapattıkça, içerden be dışardan mükemmel sayılar buldu. Yürüdü gitti.
Eurolig podyumunda kararlı,hazır, güçlü ve isabet yüzdesi garantili bir Fenerbahçe izleyeceğimizi ben dahi gördükten sonra, kim görmez ?
İyi haberlere, muazzam savunmaya ve her hattınızla sayılara devam ÜÇLÜKBAHÇE…