Fener havaya girdi

Abone OlGoogle News

Ligin ilk yarısında eleştirdiğimiz Fenerbahçe’ye sanki ‘sihirli bir değnek’ değdi.
“İkinci yarı av mevsimi” diyen Başkan Aziz Yıldırım’ın konuşması başta Aykut hoca olmak üzere futbolcuları, taraftarları ateşledi.
Artık takımda ‘şu sakat, bu formsuz, o koşmuyor’ gibi sudan bahaneler ortadan kalktı... Örneğin, Kayseri karşısında Emre’nin yokluğu hissedilmedi bile... Hakemlere itiraz yoktu, herkes birbirine kenetlenmişti...
Aylarca bazıları tarafından ‘takımın oyununu ağırlaştırıyor’ diye eleştirilen, ‘koşmuyor’ denen Alex son maçtaki performansı ile topsuz alanda neler yapıldığını herkese gösterdi.
Buraya kadar her şey güzel...
Beşiktaş maçı Fenerbahçe için en büyük viraj...
Fener bu keskin virajda Beşiktaş’ı da sollarsa şampiyonluğun en büyük adayı olur. Ancak, Beşiktaş’ta işler karışık... Tüm yönetim, Schuster ve futbolcular, olası bir yenilginin neleri değiştireceğini çok iyi biliyor. O gün kavgasız, gürültüsüz, olaysız, güzelliklerin ön plana çıkacağı bir maç oynansın istiyoruz... İnşallah bu dileğimiz gerçek olur...

Haberin Devamı

EY RUH...

Haberin Devamı

Hagi’ye şaşırıyorum...
Gaziantep maçı öncesi söylediklerinden bir alıntı;
“Eskişehirspor maçında takımın ruhunu herkese gösterdik...”
Eğer ‘RUH’ bir maçta gelir, başka bir maçta ortalıklarda görünmezse Galatasaray yandı demektir...
Nitekim ‘RUH’ İstanbul’da kalmış olacak ki; Galatasaray 10 gün içinde Gaziantep karşısında ikinci kez hüsrana uğradı.
Bu da gösteriyor ki, Hagi dersini iyi çalışmamış. Eskişehirspor’u yendikten sonra, “Geleceğimizi inşa ediyoruz. Son haftalarda oynadığımız gibi bir takım kurmak zorundayız. En az 6 aya ihtiyacım var” diyen Hagi’nin Galatasaray’la daha 1.5 yıl sözleşmesinin olması, inanın bu renklere gönül verenlere, “Eyvah, şimdi yandık” dedirtmeye başladı.
Takımın başına geldiği günden bu yana hiçbir varlık gösteremeyen Hagi’ye yeni sezonda görev verileceğini hiç sanmıyoruz. Bize göre Hagi kredisini tüketmiştir.
Adnan Polat ve arkadaşları şu anda mali kongrede ‘ibra edilmeme korkusu’nu yaşıyorlar. Ayrıca muhalefet olağanüstü kongre diye bastırıyor.
Tek umut Ziraat Türkiye Kupası... Kazanamazlarsa o zaman ne Hagi kalır, ne de...
Gerisini anlayın artık!

İçiniz ‘cızzz’ etti mi?

Televizyonda Trabzonspor’un deplasmanda Sivasspor ile oynadığı maçta, Beşiktaş’ın Fenerbahçe’nin ‘bize yaramaz’ diye bıraktıkları Burak Yılmaz’ı hayranlıkla izledim. Gidiş gelişleri hayli ilginç olduğu için yazıyorum.
Beşiktaş, Holosko’yu almak için Burak’ı, Koray ile birlikte Manisa’ya veriyor... Burak yeni forması ile 9 gol atınca Fenerbahçe kapıyor!
Derken, istenileni veremedi diye Eskişehir’e kiralık gönderiliyor. Sonra da kiralık gittiğinin devre arasında Fenerbahçe, Trabzonspor’la masaya oturuyor. Gökhan Ünal’a karşılık, Burak’ın tapusunu Bordo-Mavili kulübe veriyor.
Kısacası Holosko ve Gökhan Ünal ‘kurtarıcı’ diye alınıyor, sonra postalanıyor. İkisi de şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde...
Burak Yılmaz ise onda bir cevher olduğunu keşfeden ve forma veren Şenol’un şu anda en gözde adamı... Hiddink’in de ‘vazgeçilmezi’ olma yolunda.
Onda ‘parıltı’ görmeyip bırakanlara soruyorum;
Sivas maçında Bordo-Mavili takımı sırtlayan ve ‘her şey bitti’ dendiği anlarda attığı iki muhteşem golü görünce acaba içiniz ‘cızzz’ etti mi?

Haberin Devamı

Devrile devrile gidiyor

Schuster’in Beşiktaş’ı herkesi şaşkına çevirdi. Yöneticilerin, “Rakiplerimiz bizi kıskanıyor” diye kasıla kasıla konuşmaları bir tarafa, ikinci yarı başlarken, “Bu takım zor yenilir. Aradaki puan farkını kapatır” diyenler de vardı. “17 maçın 17’sinde de Kartal banko” şeklinde konuşanlar yanıldı.
Serdal Adalı, futbolcuları, “İyi takım olmak yetmiyor. Kaliteniz kağıt üzerinde kalmasın” diye uyarırken; Schuster’in, “Böyle bir takım kurulduysa bu takım herkesi devire devire ilerlemek zorunda” şeklindeki konuşması anlaşılan hiç işe yaramamış...
Baksanıza, Beşiktaş ‘devire devire’ değil ‘devrile devrile’ gidiyor. Olacak şey değil; bu kadar ünlünün yer aldığı Beşiktaş niye tökezliyor?
Guti yok... Quaresma yok... O zaman Beşiktaş da yok...
Bu durumda ortaya ‘oyuncuya dayalı bir düzen’ çıkıyor ki, bu da yönetimin değil Schuster’in yanlışı...
Necip neden devamlı yok? İsmail’e niye ilk 11’de yer verilmiyor? Rüştü gibi büyük bir tecrübe niye kulübede? Nobre’ye şans verip Bobo’yu bekletmek hata değil mi?
Bunlar hep Schuster’in cevaplaması gereken sorular...
Bana göre Demirören ile Adalı, Dinamo Kiev ve Fenerbahçe maçlarını bekliyor... Yani hesap günü yakında!
İşler iyi giderse sorun yok; ama tersi olursa çanlar çalmaya başlar...

Çıkış yolu belli

Haberin Devamı

Belli ki Galatasaray’da sular durulmayacak...
Helvacı ve arkadaşları istifa etmeyecek...
Ortalık o kadar gerildi ki, artık birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlar. Son divan toplantısında yaşananlar bunun örneği. Adnan Polat, “Şantajlarla, tehditlerle Galatasaray’ı seçime götürürsek, bir sonra gelecek olanlar da aynı tehditlerle karşılaşır” diyor ki, bu doğru bir saptama...
Ancak, önce Haldun Üstünel, arkasından Cemal Özgörkey’in istifasına, ‘Helvacı, Eşkinat ve Yalçınkaya krizi’ eklenince işin tadı tuzu iyice kaçtı...
Bu iş böyle devam etmeyeceğine göre ‘karar anı’ geldi demektir...
Ya ‘barışacaklar’ ya da ‘olağanüstü kongre kararı’ alacaklar...
İmzalar toplanıyor... Ağır eleştiriler yapılıyor... Sportif başarı yok, ama yapılan o kadar çok olumlu iş var ki...
Bu yüzden Polat kongre kararı alsa veya almaya zorlansa bile tekrar başkan seçilir kanısındayım...

YORUM YAZ