Valerien İsmael başarılı olabilir mi?
Fransa’nın eski sömürgesi Karayip Adaları’ndan Guadeloupe asıllı Fransız Valerien İsmael Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü oldu. Sözleşme imzaladığı sırada yaptığı konuşmalarla, alttan yukarıya doğru bir yapılanmanın proje haline getirileceği ima edildi. Bu, Beşiktaş ve ülkemiz adına hoş bir yaklaşım.
Haberin Devamı ›
Almanya’nın, teknik direktörlük denilince “göz bebeği” sayılan Hennes Weisweiller Akademisi’nden mezun olan İsmael’in bilgi peşinde koşan ve düşünen adam olduğunu umuyoruz. Çünkü bitirdiği okula girebilmek başlı başına bir başarı…
Birçok ön sınavdan geçtikten sonra 11 ay eğitim alınmaktadır bu akademide. 2020 sezonunda Şampiyonlar liginin yarı finaline kalan dört takımın teknik direktörlerinden üçü bu akademiden mezun.
Teknik direktörler “özgeci” olmalı
Koşullar ne olursa olsun teknik direktörlük mesleğinin özünde başkalarını geliştirip yetiştirmek düşüncesi üzerine kurulu, felsefede “özgecilik” denilen “yararcılık” ilkesiyle başkalarının hayatına dokunma, bir yerde kendini başkaları için feda etme vardır. En azından böyle olması gerekir.
Haberin Devamı ›
Özge, bizim Azeri dilinde çok kullanılan bir sözcüktür ve “başka” anlamına gelir. Biri, bir arkadaşıyla sözleşmek ister de diğeri gönüllü olmazsa “özge zaman gideriz” der. 20-25 genç insanla birlikte başarı peşinde koşmak amacındaki teknik direktörlerin özgeci olmak zorunluluğu vardır. Ancak bizde, özellikle son yıllarda bu yapıdaki bir teknik adama rastlamak zordur.
Başlıktaki sorumuza dönersek, Valerien İsmael’in başarılı olabilme olasılığı için neler söyleyebiliriz? Başarılı olmak takımın başında şampiyonluk görmekse Sergen Yalçın’da yaşadı o ortamı. Peki, ya sonrası?
Yapısal değişiklik söz konusuysa ilk hedef şampiyonluk olmaz!
Fransız teknik direktör yapısal bir değişiklikten söz ediyorsa hedef ilk önce şampiyonluk değil yapıyı kurmak olmalıdır. Peki, Beşiktaş’ta yapıyı değiştirecek, sağlam bir öz kaynak düzeninden çıkıp berrak bir su gibi yapıya enerji taşıyacak organizasyon ve fiziksel koşullar var mı?
Bugünkü koşullarda, Fulya’da gökdelenler arasına sıkışmış altmışa kırk boyutlarında bir suni çim sahada onlarca hatta yüzlerce çocuk ve genci nasıl yetiştirip geliştirebilirsiniz? Bir proje insanı olarak geldiğini ima eden İsmael, imza atmadan önce Fulya’yı gördü mü?
Süleyman Seba-Gordon Milne örneği yinelenebilir mi?
Ülkemizin büyük kulüplerinde biri olan Beşiktaş’ın altyapı tesislerini Fransa’dakiler gibi mi zannediyor? “Yaşlarını 16-17 olması değil oynayabilmeleri önemlidir” dediği gençlerin takıma kazandırılması için dayanç(sabır) gösterilebilecek mi, Süleyman Seba ve Gordon Milne gibi.
Gordon Milne “çocuklar büyümeden şampiyon olunamaz” demişti. Türkiye de özellikle de büyük takımlarda çocukların büyümesi için beklemek hiç de kolay değil. Bir sezon içinde üç teknik adam değiştiren anlayış, bekleyip görmeye tahammül edemez!
Bakır tencere altın kaşık ile karıştırılır mı?
Peki, Valerien İsmael nasıl bir lige geldiğini tam olarak biliyor mu? Uluslararası Futbol Araştırmaları Merkezi’nin(CIES) raporuna göre bizim Süper Ligde teknik direktörlerin görev süresi, 152 gün. 110 ligde yapılan araştırmaya göre Türkiye 102. sırada. Yani teknik direktörlerin en az görev yaptığı ülkelerden biridir memleketimiz.
Haberin Devamı ›
Bilime inanan bir kafa yapısıyla ülkemize gelen İsmael yararlı çalışmalar yapmak peşinde olacaktır kuşkusuz. Ancak içinde bulunulan koşullarda bilimin uygulanabilirliği yoksa bilim bir deli saçması olarak kalacaktır. Bir başka deyişle İsmael’in Beşiktaş’a gelmesi bakır tencereyi altın kaşık ile karıştırmak gibi görünüyor. Böyle durumlarda “dilerim ben yanılırım” demek de adettendir…