Umut Nayir bize ne anlatıyor?
Beşiktaş forması giydiği günlerde Galatasaray’a bir ön direk golü atmıştı. O an Umut Nayir’ı Polonya asıllı Alman santrfor Miroslav Klose’ye benzetmiştim. Beşiktaş’ın iyi bir santrforu olduğunu, gelecekte çok daha başarılı olacağını düşünmüştüm.
Haberin Devamı ›
Ancak ne hikmetse benim beğendiğimi kimse beğenmiyor! Umut Nayir’ın adı büyük, transfer bedeli yüklü oyuncular yüzünden Beşiktaş ile yolları ayrıldı. Küme düşen Ümraniyespor’da attığı 17 gol sonrası Ulusal takıma seçildi.
Bir santrforun takımına yararlı olmak için fazla gol atması gerekmeyebilir. Bir orta alan oyuncusu da takımına yararlı olmak için olağanüstü gol pasları atamayabilir. Bir büyük takıma gelmişse mutlaka yararlı olduğu yanları vardır. Onu görmek ve onun olumlu yanlarının takım üretimine katkı yapabilmesinin yolları aranmalı, bulunabilmeli. Oyuncu ancak böyle gelişip aşama yapabilir.
Bilgi geleceğe armağandır
Yani bilginin aşağıdan yukarıya doğru kurulması gibi futbolun hücrelerine kadar inmek gerekir. Oyuncunun son noktada golü atmasına değil, o gol anının gerçekleştiği noktaya nasıl geldiği incelenip ayrıntıları görülebilmeli. İster bir makine olsun isterse de bir futbolcu, bu yapıların neleri başaracağını bilmek ve görmek için iç mekanizmalarını anlatan bilgiye ulaşmak gerekir. Bilgi toplumun geleceğine armağandır.
Haberin Devamı ›
Beşiktaş’tan Umut Nayir’ı göndermek o an için doğru görünse de görüntünün arkasındaki gerçekler uygulamanın yanlışlığını ortaya çıkarmıştır. O gün Beşiktaş’ta görev yapan teknik adam ve yöneticilerin kararları zamanın sınavından geçmemiştir. İkmale kalan Umut Nayir değil onlar olmuştur…