Üç puanı Fatih Terim kaybetti
Futbol bir takım oyunudur dersem herhangi bir kehanette bulunmuş olmam her halde. Ne var ki futbola ilişkin bildiğimiz basit, anlaşılabilir deyim ve sözcükler yeri geldiğinde karmaşıktır. Bu sözcükler aynı Rusların oyuncak bebeği Matruşka’ya benzer. Çektikçe içinde yeni bir bebek çıkar.
Haberin Devamı ›
Takım oyununa bağlılık bozulduğunda, oyuncu ya da teknik adamlar oyunu bir oyuncak gibi gördükleri anda karşılarına çıkan yeni durum belki biraz daha küçük bir Matruşka değil ama daha tehlikelisi, disiplinsizliktir ki bunun acısını bütün takım çeker.
Bu konuda eleştirilmesi gereken ilk insan Fatih Terim’dir. Terim takımla ilgili neyi eksik gördü ki ikinci yarıya çıkarken üç oyuncusunu soyunma odasında bıraktı. Oysa takım oyuna hakimdi, net gol pozisyonları yakalıyordu. Her şey yolunda seyretse ilk yarının sonunda Galatasaray soyunma odasına en az iki fark önde giderdi.
Oyuncu değiştirme konusunda bizde her kafadan bir ses çıkıyor. Ancak teknik direktörler bu söylenenlere bakıp kahraman olmaya kalkmaz. Oyunun gereği ne ise ona bağlı kalarak görevini yapar. Oyuncu değişikliğindeki genel anlayış şudur:
Haberin Devamı ›
Eğer bir sakatlık ya da beklenmeyen anormal durumlar söz konusu değilse ikinci yarıya aynı kadro ile çıkılır. Oyuncular ilk devrede istenilen performansa ulaşamasalar da, hocanın devre arasındaki konuşması, belki yeni taktikler ve motivasyon desteği oyuncuyu kendine getirebilir. Dolayısıyla ikinci yarının 10-15 dakikalık bölümünde takımına bir daha dikkatle bakar teknik adam. Sonrasında gerekiyorsa hamlelerini yapmaya başlar.
Peki, Fatih Terim ne yaptı? Büyük olasılıkla birilerine sinirlenerek ya da “Fatih Hoca ne yaparsa doğrudur” anlayışıyla yaptığı değişiklik sonucunda takımın bütün kimyasını bozdu. Bir anda dört forvetle oynayıp iki beki ve stoperlerden birini ileri göndererek takımı disiplinsizlikten kıvranan bir hale getirdi. İkinci yarının hemen başında yenilen ikinci golde Lobjenidze’nin Marcao’ya yaptığı hareketleri dünyanın en iyi takımlarında bile ender görürüz. Ankara temsilcisi o denli iyi oyuncuya sahipse neden lig sonuncusuydu maç önceki konumuyla?
Galatasaray oyuncu değişiklikleri sonucu disiplinden kopunca Marcao rakibiyle baş başa kaldı. Üstelik sağ stoper konumundaydı. Diğer oyuncular daha 45 dakikadan fazla zamanı olan bir maçı kurtarmak için karşı kaleye çullanmışlardı.
Dikkat edin, Marcao ile Donk gereksiz işlere soyunduğunda Galatasaray’ın başı dertten kurtulmuyor. Stoperlerin oyun kurması başka bir şey, başına buyruk oynaması ise bambaşka bir anlayıştır. Marcao ileriye çıkıp oyuna atak anlamında katıldığı her an final paslarını rakibe verdi. Aynı Beşiktaşlı Welington gibi…
Hakem hataları hep vardı, VAR geldikten sonra da devam ediyor ve VAR’dan sonra gelebilecek daha çağcıl sistemlerde de olacaktır. Elimizde vicdan ve adalet ölçecek hassas bir terazi olmayacağına göre hatasız maçlar izleyemeyeceğiz. Ben bunlara değil oyunun oynanış biçimine bakmayı bu işe başladığımdan beri ilke edindim. Galatasaray hakemin düdüğü ile değil Fatih Terim takımını “Terim gibi” yönetemediği için kaybetti.
Haberin Devamı ›
Ankaragücü karşısında izlediğimiz Galatasaray bir Fatih Terim takımı değildi, antrenörlüğe yeni başlamış stajyer bir antrenörün yönettiği takım gibiydi. Kendi yaptıklarımızı görmeden başkalarının yaptıklarını doğru değerlendiremeyiz…