Sistem mi yoksa futbolcu mu?
Hiç kuşku yok ki futbola ilişkin sistemler ya da değişik uygulamalar dünyanın her yerinde tartışma konusudur. Ancak sistemin futboldaki belirleyici unsur olarak görülmesi bize özgü bir yaklaşım olsa gerek.
Haberin Devamı ›
Aslında her şeyi belirleyen, uygulanılacak sistemin ne olması gerektiğinin somut hale gelmesi eldeki futbolcuların yapısal özellikleriyle ilgilidir. İyi teknik direktörler körü körüne belirlediği sisteme bağlı kalanlar değil, elindeki futbolcuların neleri yapabileceğinin ayırtına varanlardır.
Çünkü biliniyor ki hangi sistemi seçerseniz seçin önemli olan “alan ve zaman” kavramlarıdır. Yani savunmada alanı rakibe daraltmak, zaman bırakmamak, hücumda da kendinize geniş alan yaratırken, gerekli zamanı da bulabilmek...
Alan ve zamanını önemi
Bugünkü koşullarda ülkemizin kaliteli, adı büyük futbolcuya çıkmış oyuncular peşine koşmaktansa yapılması gereken “alan ve zaman” kavramlarının ne anlattığını içselleştirmektir.
Eğer böyle bir kültürel birikim yaratabilinirse o zaman hem atak da hem de savunmada sayısal üstünlüğü ele geçirilir. Futboldaki onca uğraşın temelinde yatan gerçeklerden biri de budur; alanın her yerinde sayısal üstünlük sağlamak…
Haberin Devamı ›
En ilkel sistem olan 1-9’dan bugüne futbol sürekli savunmaya doğru birikim yaptı. Bugün gelinen noktada belki savunmada üçlü ya da dörtlü dizilişler üzerine oturtulur savunma kurguları. Ancak top rakibe geçtiğinde bütün takımın savunmaya geçmesi neredeyse Total Futbol’un ortaya çıkmasından beri biliniyor.
Jesus ile İsmael’in farkı
Bu sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş Total Futbol’un günümüze uyarlanışı konusunda iki farklı uygulamasını gösterdi bize. Valerien İsmael sistemi öne çıkartırken Jorge Jesus oyuncuları üzerinden sistemi parlatmaya çalışıyor.
İki hoca da, oyunu kendi alanlarından kuran takımlara karşı baskı uygulamayı öncelikli kıldı. Rakip alanda yapılan baskı bir atak etkinliği gibi görünse de özünde savunma sistemidir. Alanı savunarak rakibi hataya zorlamak ve top kazanıldığı anda sayısal üstünlük sağlamak...
İsmael kuş sürüsü gibi saldırarak işe başladı ama devamını getiremedi. Çünkü takım fiziksel olarak yıprandı. Jesus ise alanı kontrol edip bire bir presle rakibi hataya zorlamayı öncelikli kılıyor. Nitekim bu şekilde kazanılan toplarla birçok gol attı Fenerbahçe.
Jesus Serdar Dursun’dan neden vazgeçti?
Hücum oyuncularının savunma organizasyonunda rol alması da çok önemli. Jesus klasik santrfor olan Serdar Dursun’dan vazgeçerken Beşiktaş Şenol Güneş ile birlikte iki merkez forvetle oynamaya başladı.
Fenerbahçe’nin ileri hattı savunma bloğu içinde hemen yerini alan, pres yapan, adam kovalayan, ikili mücadelelerde top kazanan hücum oyuncularına sahip. Bugün artık ileride görev alan oyuncuların üstün teknik ve beceriye sahip olması yetmiyor; çabukluk, mücadele, hız ve atletik yapı da gereklidir.