Newton Sergen Yalçın'a ne derdi?
Eski takım arkadaşı Tümer Metin, Sergen Yalçın’ın Beşiktaş teknik direktörlüğüne yakışıp yakışmadığı konusunda kuşkuları olduğunu söyleyince ona karşı çıkmıştık. Hatta Erol Bulut Fenerbahçe’ye yakışıyor da Sergen Yalçın Beşiktaş’a neden layık görülmüyor diye de sormuştuk. Her iki teknik adamın yakışma konusunda bir eksiği yok ama söz konusu birikim, takım yönetme ve özetle koltuğu doldurmak olduğunda, yeterlilikleri sorgulanabilir. Sezon sonunda Beşiktaş ya da Fenerbahçe şampiyon da olabilir. Ancak iki hocanın eksiklerini uzun sezonun zorlu dönemeçlerinde göreceğiz.
Haberin Devamı ›
Sözgelimi Sergen Yalçın’ın Hatayspor karşısına çıkarttığı takım ve yitirilen iki puan bir teknik adam kusurudur. Hatayspor, Beşiktaş’ın daha önce rahatlıkla yendiği takımlardan daha iyi değil. Karşı atağa dayalı, Boupendza’nın sürat, çabukluk ve dolayısıyla karşı atak gücü ile sonuç almaya çalılan bir takım.
Futbolda sonucu büyük hatalar değil küçük kusurlar belirliyor. O küçük kursları gidermek için saatlerce hatta bazen bütün hafta boyunca antrenman yapılır. Beşiktaş’ın Hatayspor karşısında yaşadığı sorun ne üç defansif orta alan ile mücadele etmek ne de iki stoper’in yaptığı hatalardı. Hatta diyebilirim ki Hatayspor’un ikinci golünde Boupendza’nın çalım girişimi sırasında, altı pasa yakın bir yerde Welington’un rakibine sırtını dönmesi futbolda görülmüş bir şey de değildi. Ancak yitirilen iki puanın kökeni başka yerdeydi.
Haberin Devamı ›
Sergen Yalçın’dan kaynaklanan asıl sorun Atiba’nın forvet arkası oynatılmasıydı. Bu seçim nedeniyle Beşiktaş yaklaşık olarak 70 dakika on kişi ile mücadele etti. Çünkü Kanadalı oyuncu futbola başladığı günden, futbolu bırakacak noktaya geldiği şu günler arasında hep rakibi bozmaya dayalı yapısıyla ayakta kaldı. Zaman zaman ataklara katılıp goller attı, gol pozisyonları hazırladı ama bunların tamamına yakını geriden atağa çıkarak gerçekleştirildi.
Johan Cruyff ve arkadaşlarının Total Futbol uygulamasında en temel nokta daima geriden gelen oyuncuya topu vermekti. Bugün bile teknik adamların tamamına yakını topu ilerideki oyuncuya atarak gol ararken Cruyff daha futbolcuyken geriden gelen oyuncunun avantajlı olacağını görmüştü. Sarı fare lakaplı ünlü Hollandalı bu durumun Isaac Newton’un hareket ilkeleri ile ilgili olacağını bilemezdi ama futbolun pratiğinden öğrendiği kesindi. Şöyle diyordu Cruyff ”Topu arkadan gelene verin. Evet, daha geridedir ama daha iyi görüşe sahiptir.”
Sadece daha iyi görüşe sahip olmak bir yana alan kullanmada ve mesafe kat etmede arkadan gelen oyuncu, kendisinden daha önde olan ancak sabit duran futbolcudan daha avantajlıdır. Atiba böyle bir oyuncudur. Geriden hareket edip alan bularak topu kullanmaya yatkın ama ileride sabit kaldığı anlarda, sınırlı alan içerisinde işlevsiz kalıp en fazla topu geriye ya da yana oynayabilen bir futbolcu...
Futbol zor bir uğraş. İğneyle kuyu kazarak büyük yapılar ortaya çıkartma sanatı futbol. Sergen Yalçın’dan Newton’un Eylemsizlik Prensibi’ni bilmesini beklemiyoruz. Futbolculuğu döneminde birlikte çalıştığı hocalardan öğrendikleri de pek işe yaramaz. Çünkü her şey değişiyor, köprünün altından geçen su aynı su değildir! Her dönem futbola kafa yormak “öğrenmeyi sevmek” iyi teknik adamlığın ilk adımıdır. Newton Hatayspor maçını izleseydi Sergen Yalçın’a ne derdi, kim bilir?