Golden güzel pas olur mu?
Her gol ilk bakışta rastlantısaldır. Doğal olarak tahmin edilmezler. Golleri heyecanlı yapan unsurlardan biri de budur. Gol, futbolun içinde gerçekleştirilen onca teknik ve taktik hareketler göz önüne alındığında ender bulunan kıymetli bir olgudur. Dünyanın her yerinde golcülerin ilgi ve sevgi görmesinin nedeni de bu olsa gerek.
Haberin Devamı ›
Futbolun en prestijli kişisel ödülü olan Ballon d’Or’u, 1976 yılında kazanan Franz Beckenbauer’ın dışında üç savunma oyuncusu daha edindi. Uluslararası başarıdan sonra kazanan diğer savunmacılar şunlardır: Lothar Matthaus, Mattias Sammer ve Fabio Cannavaro. Bu ödülü 1963 yılında kazanan tek kaleci ise Dinamo Moskova’nın efsane kalecisi Lev Yaşin’dir. Diğer zamanlarda kazananlar hep golcülerdir. Dolayısıyla gol atan oyuncular da mücevher gibi, nadide ve kıymetlidirler.
Gol futbolu futbol yapan, uğrunda çok çalışılması gereken, nadiren karşılaşılan, görmek için bazen saatlerce beklediğimiz bir güzelliktir. Başka hiçbir spor dalında bir gol bulabilmek için futbol kadar çaba harcanmıyor.
Haberin Devamı ›
Oyunun herhangi bir anında atılan tek bir gol galibiyetle yenilgi, mutluluk ve kader arasındaki fark anlamına gelir. Gol futbolun güzelliğidir ve nazlı bir güzeldir.
Peki, golden güzel pas olabilir mi? Bu, biraz da futbola bakış açınıza bağlıdır. Taraftarlık ile sporseverlik arasındaki çizginin hangi tarafında olduğunuzla ilişkilidir. Ne var ki, gerçekte paslar olmasa o gollerin çok büyük bölümü gol ile sonuçlanmaz.
Ancak öyle paslar vardır ki, gollerden daha güzeldir ve hele bu paslar gol ile sonuçlanırsa, insan maçın sonucuna bakmadan o güzelliğin verdiği hoşluğu dakikalarca yaşayabilir belki de unutamaz. İşte, Kayserispor-Galatasaray maçında atılan üçüncü gol öncesinde Fehgouli’nin Onyekuru’ya verdiği pas böyle bir güzelliği izletti bize.
40-50 metre mesafeden ve yerden üç rakip savunma futbolcusunu etkisiz kılan, falsosu matematiksel bir şekilde hesaplanmış pasın Onyekuru ile buluşturulması kanımca bu sezonun golü için birinci adaydır. Kuşkusuz pası değerli kılan, pası almak için kendini gösteren oyuncudur da, bu bağlamda Onyekuru’nun pası aldıktan sonra yaptığı temiz vuruşun da hakkını vermeliyiz. Zaten o vuruş gerçekleşmese pas da övgülere layık olmazdı.
Fehgouli’nin verdiği pas futbol dünyasına gelmiş geçmiş en büyük yıldızların bile ender gerçekleştirebileceği bir futbol şaheseridir. Galatasaray yönetimine bir önerim var: Bu pas sonucunda gerçekleşen golün bir krokisini konunun uzmanlarına çizdirip kulübün herhangi bir yerine asın. Altyapı tesisleri en uygun yer olabilir belki de. Asın ki, futbola gönül vermiş gençler pasın gol kadar değerli olduğunu öğrensinler…