Batshuayi Jesus’a “aklını kullan” der mi?
Türkiye Futbol Ligleri kurulalı beri böylesi bir dönem yaşanmamıştı herhalde. Önce salgın hastalık nedeniyle ligler durduruldu. Bu sezon ise Dünya Kupası arası bir ay sürdü, bir o kadar da deprem nedeniyle ara verildi futbola.
Haberin Devamı ›
Bu yaşananlar futbolcuların form durumlarında ne gibi değişikliklere ya da iniş çıkışlara neden oldu, performans dalgalanmalarında bu araların payı var mıdır? Konu üzerine spor bilimciler araştırma yapmaya başlamışlardır kuşkusuz. Bu araştırmaların sonuçlarını önümüzdeki dönenlerde görebiliriz herhalde.
Haftalardır izlediğimiz maçların futbol kalitesinde ciddi düşüşler yaşandığını görmekteyiz. Bilimsel araştırma yöntemlerinden biri olan “gözlem”in de subjektif bir yanı var kuşkusuz. Ancak 50 yılı aşkın süredir bu ligleri izleyen biri olarak futbolumuzun izlenme açısından bu denli vasat olduğuna pek rastlamadım.
Fenerbahçe Valancia’ya bağımlı
Özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın 3-1 kazandıkları maçların içinde planlı bir futbol görüntüsü izleyememek her futbolseveri sıkıntıya düşürmüş olmalı. Galatasaray yenildiği halde futbol oynamaya daha yatkın bir takım gibi duruyor.
Haberin Devamı ›
Onca transfere karşın Fenerbahçe’nin Valencia’ya bağımlı oyunu Jorge Jesus’un temel sorunlarından biri olmalı hatta sorgulanması gereken bir konu da olmalı. Portekizlı hoca sezon başında 11 yeni oyuncu transfer etti, sezon ortasında da iki futbolcu daha aldı takıma. Ancak bütün yük eski oyuncuların sırtında.
Onca transfere karşın
Fenerbahçe’ye onca futbolcu transfer ettirdiğine göre Jesus eski kadronun yetersiz olduğunu görmüş olmalı. Peki, takımın oyunu neden geliştirilemiyor? Neden belli oyuncuların bireysel performansına bağlı kalıyor Fenerbahçe?
Deprem nedeniyle verilen aranın takımları olumsuz etkilediğini varsaysak bile Jesus’un takıma aldırdığı futbolcuların çoğundan verim alamaması dikkat çekicidir ve giderek sıkıntı yaratacağa benziyor...
Portekizli hocanın yedek kulübesindeki tavırları, hakemlerle uğraşması ve birkaç hafta içinde ikinci kez kırmızı kart nedeniyle cezalı duruma düşmesi de hocanın psikolojik durumunu yansıtmaktadır. Bir teknik direktör bu denli kısa sürede iki kırmızı kart görüyorsa futbolcularına söyleyecek neyi kalır?
Jesus tribüne mi oynuyor?
Alman teknik direktör Udo Lattek “futbolcular zeki değildir ama cin gibidirler, kendi çıkarlarını çok iyi düşünürler” demişti bir keresinde. Geçmiş maçların birinde Batshuayi kırmızı kart gördüğü zaman Jesus ona “aklını kullan” demişti. Peki önümüzdeki günlerde Batshuayi ona “aklını kullan” der mi?
Jesus kulübede takımını yönetirken ağzında sakızı ve sürekli hareket halindedir. Kırmızı kart görüp tribüne çıkınca ise sakız çiğnemiyor ve gayet de dingin bir konumda yerinde oturuyor. Ne dersiniz? Jesus futbol alanındayken kasıtlı davranışlarla tribüne mi oynuyor?