Fransa tempo ister
Haberin Devamı ›
Fransa, Almanya karşısında yüzde 32 topla oynama oranıyla oynadı. Bu oran Opta verilerine göre ev sahibinin 1980’den bu yana en düşük oranı. Öte yandan İzlanda maçının büyük bölümünü önde götürmüş olmalarına rağmen yüzde 59 topla oynama oranına ulaşmaları ise başka bir tablo. Deschamps, hemen her maç başka kadro ve başka oyun planlarıyla takımını sahaya sürdü. Bu veriler durumu çok iyi anlatıyor. Özellikle Kante-Matuidi ikilisinin önünde Pogba’yla oynamak yerine Pogba’yı geri çekip santrfor arkasına Griezmann’ı koyuşuyla da ustalığını ispatladı. Bu kadro esnek bir oyun yapısı vaat ediyor. Hem kontraya yakın hem topa sahip olup baskı kurma konusunda vasat üstü. Ve hem de duran toplarda çok etkili. Son derece kullanışlı bir ekip.
Portekiz’de öncelik savunma
Öte yandan Portekiz’de durum biraz farklı. Santos’un savunma öncelikli oyunu için aynı esneklikten bahsedemeyiz. İlk maçtan bu yana hemen her maçta ilk 11’ini değiştirdi. Memnun olmadığı oyunculardan hemen vazgeçti. Şampiyonada Müller’den sonra ceza sahası içinde topla en çok oynayan oyuncuların Nani ve Ronaldo olmasının üzerinde durmak lazım. Hırvatistan maçında ilk yarıda Ronaldo ceza sahası içinde topla hiç buluşamamış, kaleye atılan ilk şut da 116. dakikada gelmişti Renato Sanchez’in oyuna girmesiyle. Gerçek şu ki Portekiz, tüm planı 8’li bir duvar oluşturup Ronaldo ve Nani’nin yüzdeli vuruşları için güvenli bir oyun oluşturma adına çok çalıştı. Fakat Sanchez ya da Quaresma dışında oyunu rakip alana götürecek bir oyuncu bulmakta çok zorlanıyorlar.
Hırvat maçı Horozlar’a referans
Portekiz, oyunu düşük tempoda skoru da azda tutmak isteyecektir. Fransa ise tempoyu yükseltip karamboller yaratmak isteyebilir. Normal şartlarda durum farklı olmalı. Ama Portekiz karşısında Hırvatistan’ın denge oyununu deneyip sahip olduğu silahları hiç kullanamayışı Deschamps’ı etkilemiştir. Bu yanlışa düşeceğini sanmam. Oyun temposunu yükseltmek Portekiz duvarını aşmanın yegane yolu.