Yazık, çok yazık!
Haberin Devamı ›
Yazık, gerçekten çok yazık. Bir o kadar da ayıp tabi. Bu çağda, hemde futbol adına iddiamızı hayli yukarılarda tutuyorken, böylesi zeminlere takımlarımızı mecbur bırakmak. Gerçekten utanç verici bir durum. Futbol Federasyonu başta olmak üzere yetkili tüm paydaşlar biran önce bu rezalete dur demeli, sporun yüzkarası haline gelmiş bu soruna çözüm üretmeli artık. Çünkü, bu zeminde Maradona tekniğine sahip futbolcular bile topa hükmedemez, düşündüklerini sahaya yansıtamaz. Zira, top çoğunlukla ya suda boğuluyor yada çamurun içinde kayboluyor. Ve kaçınılmaz şekilde böylesi zeminler resmen kara kedi olur futbolcuyla top arasında.
Tabi birde Sayın İsmail Kartal''a söylenecek şeyler veya yapılacak sitemler var. Sayın Kartal, sizin gibi tecrübeli bir teknik direktör böyle bir sahanın yaratacağı dezavantajları hiç mi hesaba katmaz yani 11'inibelirlerken?
Cengiz Ünder böyle bir sahada kuş olsa bile uçamaz. Sebastian Szymanski "On numara" bir futbolcu. Ama Fred'in olmadığı maçlarda maalesef sıradanlaştı Polonyalı yıldız defalarca gördüğümüz gibi. Demek ki onun eli ayağı, kolu kanadı Fred'miş bunu bu kadar geç mi anlar insan?
Neyse ki ikinci yarıyla birlikte hatasını gördü ve bu kez 60, 70 mişi beklemeden gerekli ve doğru değişiklikleri zamanında yaptı tecrübeli teknik direktör. Zaten teknik direktörün bu müdahalesiyle de ilk yarının aksine çok daha hırslı, karakter ortaya koyan bir Fenerbahçe izlemeye başladık.
İkinci yarıyla birlikte oyuna dahil olan İrfan Can Kahveci bir gol bir asistin altına imza atarken, Mert Hakan Yandaş asistini yaptı, Serdar Dursun da golünü attı izlediğiniz gibi.
Her fırsatta yineliyorum, Fenerbahçe şampiyonluğa oynayabilecek iki 11'e sahip, yeter ki gerektiği şekilde yönetilsin.
Tamam, bu sahadan kayıpsız ayrıldı Fenerbahçe. Peki, iç saha maçlarını orada oynamak zorunda olan Rizesporlu futbolcu ve İlhan Palut'un emeklerine yazık değil mi Tanrı aşkına.